DOLAR

40,9747$% 0,51

EURO

47,7335% 0,56

STERLİN

55,3669£% 0,60

GRAM ALTIN

4.373,27%-0,28

ÇEYREK ALTIN

7.160,00%0,15

BİTCOİN

4652356฿%-1.49258

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Zorbalığa uğrayan çocuk için hukuki adımlar atmak mümkün

“Akran zorbalığı” ve “siber zorbalık”, TCK’de kavram olarak yer almasa da bunu yaşayan çocuğun hukuki hakları “tehdit”, “yaralama”, “hakaret”, “öldürmeye teşebbüs, “kişisel verilerin ele geçirilmesi” suçları kapsamında değerlendirilerek korunuyor.

İstanbul

Arkadaş grubunun yanı sıra dijital ortamda akran zorbalığına maruz kalan çocuğun yaşadığı bu durum Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) doğrudan suç olarak yer almasa da “şantaj”, “tehdit” ve “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi” gibi maddeler, hukuki sürecin başlatılması durumunda mağdurun haklarını güvence altına alıyor.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Kardelen Ateşci ile İstanbul 2 Nolu Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı avukat Ülkü Sarıtaş, akran zorbalığına uğrayan çocukların haklarını ve zorbalık yapan kişilere uygulanan hukuki yaptırımları AA muhabirine anlattı.

Akran zorbalığı kavramının TCK’de doğrudan suç tipi olarak yer almadığını belirten Ateşci, bu kavram kapsamında gerçekleşen fiillerin “tehdit”, “şantaj”, “yaralama”, “hakaret”, “öldürmeye teşebbüs” ve “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ya da yayılması” suçlarıyla ilişkilendirildiğini söyledi.

Ateşci, okulda iki arkadaş arasında yaşanan bir tartışmada birinin diğerine “videonu yayınlarım” şeklindeki sözünün sadece bir tehdit değil dijital şiddeti de gösterdiğini belirterek, böyle bir durumda, özel bir görüntünün, bir kişiyi küçük düşürmek, korkutmak ya da kontrol altında tutmak için kullanıldığını ifade etti.

Bunun çocuğun mahremiyetini zedelediğini, okul hayatını etkilediğini, özgüvenini sarstığını ve psikolojik gelişimine zarar verdiğini vurgulayan Ateşci, çocuğun hem gerçek dünyada hem de ekran arkasında baskı altına girdiğini kaydetti.

Akran zorbalığına uğrayan çocukların yasal haklarını kullanırken olayın belgelendirilmesinin önemli olduğunu anlatan Ateşci, delil sunulamasa dahi ilgili kurumların çocuğun beyanını dikkate alarak gerekli adımları atması gerektiğini, dijital zorbalık durumunda ekran görüntülerinin, fiziksel şiddet varsa sağlık raporunun destekleyici olduğunu dile getirdi.

Ateşci, zorbalık okul ortamında gerçekleşmişse, ilk başvuru noktasının okul yönetimi olduğunu kaydederek, “Rehberlik servisleri ve okul idaresi, çocuğun korunması için müdahalede bulunmakla yükümlüdür. ⁠Şikayet, çocuk veya ailesi tarafından doğrudan emniyet birimlerine ya da savcılığa yapılabilir. ⁠Ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne başvurularak çocuğun korunması için sosyal destek hizmetlerinden yararlanılabilir. ⁠Baroların çocuk hakları merkezleri ya da adli yardım servisleri üzerinden ücretsiz avukat desteği sağlanabilir.” ifadelerini kullandı.

Hukuki başvuru akranlar arasındaki gerilimi artırabilir

Hukuki yola başvurmanın akranlar arasındaki gerilimi artırabileceğinin altını çizen Ateşci, “Bu duruma tanıklık eden çocuklar oluyor. Zorba çocuk, mağdur çocuğu etiketleyebilir ve mağdur daha çok etkilenebilir. Aslında çözüm için hukuk tek başına bu noktada yeterli kalmıyor.” dedi.

TCK’ye göre, 12 yaşından küçüklerin cezai sorumluluğu olmadığını, 12-15 yaş arasındaki çocukların ayırt etme gücüne bakıldığını anlatan Ateşci, 15-18 yaş grubu çocukların ise cezai sorumluluklarının olduğunu ancak yaşları ve gelişimsel düzeyleri dikkate alınarak belli indirimler uygulandığını aktardı.

Ateşci, internet ortamındaki akran zorbalığına ilişkin şunları dile getirdi:

“Dijital dünyanın yaygınlaşmadığı ya da evlere bu denli girmediği dönemlerde çocukların bakım ve gözetimi daha kolaydı. Dijital dünya, evlerimizin içine yabancıların girmesini kolaylaştırdı. Çocuklar, tanımadığı kişilere fotoğraflarını gönderebiliyor ve bununla birlikte şantaja uğrayabilir. Bu durumda ilk olarak çocuğa ‘Bunu neden yapıyorsun?’ demek yerine gerekli hukuki adımları atmak gerek. Çocuğun görüntüsü ve kişisel verileri dijital ortamda paylaşıldıysa bunların kaldırılması için öncelikle sosyal medya platformlarına yazı yazılmalı eş zamanlı olarak ‘www.ihbarweb.org.tr’ sitesine başvurulmalı. Sosyal medya platformlarından ne yazık ki aylar sonra sonuç alınabiliyor. Bu nedenle sulh ceza hakimliğine başvurarak erişim engeli talep edilmesi en iyi yöntemdir. Aynı zamanda şikayetçi olmak da sorumluların cezasız kalmaması adına önemlidir. Biz topraklarda oynayarak büyüyen çocuklardık, topraktaki izler siliniyordu ama internet ne yazık ki silmiyor. Bu konu için erişim engeli alsanız bile aynı fotoğraf bir hafta, bir yıl, on yıl sonra tekrar gün yüzüne çıkabiliyor. O yüzden böyle durumlarda çocuklara mağdur olmadan önce bilincin kazandırılmasına dair eğitim verilmesi oldukça önemli.”

Ateşci, Türkiye’de çocukları siber zorbalığa karşı koruma konusunda yasal boşluk olduğunu savunarak, çoğu dijital platformda yaş denetimin olmadığını, çocukların gizliliğini ve mahremiyetini koruyan yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.

Okul ortamında zorbalığa uğrayan bir çocuğun karşı taraf için uzaklaştırma kararı da aldırabileceğini ifade eden Ateşci, “Savcılığa, kolluğa veya aile mahkemesine başvurup, uzaklaştırma kararı aldırdığınızda bu kararın uygulanması gerekir ancak bu bir noktada diğer çocuğun eğitim hakkının engellenmesi kapsamına girer. O yüzden bu yöntemin çok etkili olmadığını söyleyebilirim. Bu durum akranlar arasında gerilim yaratabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Okulda zorbalığa uğrayan çocuk için neler yapılmalı

İstanbul 2 Nolu Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı avukat Ülkü Sarıtaş ise akran zorbalığı konusunda 15 Kasım 2022’de yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile okullarda yaşanan akran zorbalığının disiplin maddeleri arasına alındığını ve bu yönde düzenlemeler getirildiğini belirtti.

Sarıtaş, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan “okul temelli sosyal sorumluluk çalışmaları” dersinin 2023-2024 eğitim öğretim yılında seçmeli dersler kapsamına alındığını anlattı.

Çocukları akran zorbalığına maruz kaldığında velilerinin kullanabileceği yasal haklarına değinen Sarıtaş, “Öncelikle okul idaresiyle iletişime geçilmeli ve konu hakkında uyarı yapılarak, ilgili önlemlerin alınması talep edilmeli. Okul idaresi bu sözlü talebinize kayıtsız kaldığında basitçe durumu izah eden bir dilekçeyle okul idaresine kısa bir süre içerisinde yeniden talepte bulunmalı ve dilekçenizi okul idaresine verirken mutlaka bir evrak kayıt numarası almalısınız. Zira bu sizin delilinizdir. Eş zamanlı CİMER üzerinden de şikayetlerinizi gerçekleştirin. Bunlar yine delillerinizdir.” ifadelerini kullandı.

“Ebeveynler ilgili eğitim veya bakım kurumlarına tazminat davası açabilir”

Sarıtaş, okul idaresinin kayıtsızlığını sürdürmesi halinde velilerin okul rehberlik hizmetlerine noter kanalıyla ihtar çekebileceğini belirterek, şöyle devam etti:

“İhtar akabinde okul idaresinin, rehberlik hizmetlerinin hiçbir önlem almaması durumunda artık ortada bir suç unsurundan bahsedebiliriz. Akran zorbalığı, çocuğun bağlı olduğu eğitim ve öğretimini sürdürdüğü okulunda veyahut diğer bakım kurumlarında mevcut ise ebeveynler ilgili eğitim veya bakım kurumlarına tazminat davası açabilirler. Eğer sokakta sürekli gittiğiniz parkta istikrarlı bir şekilde devam eden bir akran zorbalığından söz ediliyorsa bu kez ebeveynler akran zorbalığında bulunan çocuğun velilerine karşı tazminat davası açabilirler. Ancak unutmamak gerekir, açılacak dava her somut olayın kendi iç özelliklerine, o dönemin dinamiklerine göre değişmektedir. Bu sebeple bir hukukçudan, avukattan destek almanızda fayda vardır.”

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna da başvurulabileceğini dile getiren Sarıtaş, kurumun her türlü ayrımcılıkla ilgili başvuruları inceleyerek 3 ayda sonuçlandırdığını, başvurunun haklı bulunması halinde çeşitli idari yaptırımlar ile para cezası uygulamalarına karar verebildiğini kaydetti.

Sarıtaş, farkındalığı yüksek sendikalar, dernekler, vakıflar üzerinden genel bir baskının tercih edilmesinin de her zaman mümkün olduğunu ifade ederek, zorbalığa uğrayan çocuğun, kimliğini belirtilmeksizin, okuldaki zorbalığın varlığı üzerinden bir kamuoyu yaratarak idareyi önleyici adımlar atmaya zorlamanın, çoğu zaman makul bir adım olarak gözetilmesi gerektiğini anlattı.

Akran zorbalığına ilişkin örnek yargı kararları olduğunu da belirten Sarıtaş, özel bir okulda yüzde 80 burslu okuyan üstün zekalı 11 yaşındaki çocuğun akranları tarafından zorbalığa uğradığı gerekçesiyle velinin açtığı tazminat davasının kısmen kabul edildiğini, okulun veliye tazminat ödemesine karar verildiğini aktardı.

KAYNAK AA

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Narin Güran’ın öldürülmesinin üzerinden 1 yıl geçti

HIZLI YORUM YAP