Trump’ın “arabuluculuk” ilanı sonrası Fas ve Cezayir’de gözler olası anlaşma için ABD’ye çevrildi

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin "arabuluculuk" ilanının ardından, Fas ve Cezayir'de gözler iki ülke arasında yıllardır süren resmi kopuşun sona ermesi umuduyla ABD’ye çevrildi.

Rabat

Fas ile Cezayir arasındaki sınır, başta Batı Sahra sorunu olmak üzere yaşanan siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle 1994'ten bu yana kapalı.

Fas, 2007 yılında egemenliği altındaki Batı Sahra bölgesine genişletilmiş özerklik önerirken, Polisario Cephesi ise Cezayir'in de desteklediği bir öneri olarak kendi kaderini tayin için referandum yapılmasını talep etti.

ABD yönetimi, geçen günlerde Fas ile Cezayir arasında yeni bir "arabuluculuk" ilan etti.

Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, ekim ayında, ekibinin Fas ile Cezayir arasında bir anlaşma sağlanabilmesi için çalıştığını açıkladı. Witkoff, "CBS" kanalına verdiği bir röportajda "Ekibimiz şu anda Fas ve Cezayir konusunda çalışıyor, 60 gün içinde bir barış anlaşmasına ulaşılmasını bekliyorum." dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD'nin de desteğiyle ekim sonunda, Cezayir'in desteklediği Polisario Cephesi ile Fas arasındaki tartışmalı bölge Batı Sahra'da Fas'ın egemenliğini destekleyen bir karar tasarısını onayladı.

BMGK, 1 Kasım'da da Batı Sahra'daki BM barış gücü misyonunun (MINURSO) görev süresini 1 yıl daha uzatma kararı aldı. 15 üyeli Konseyde 11 üye karar lehine oy kullanırken, Rusya, Çin ve Pakistan çekimser kaldı, Cezayir ise oy kullanmadı.

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, ertesi gün yaptığı açıklamada, siyasi irade bulunması halinde Cezayir ile sorunların çözümünün bugün her zamankinden daha yakın olduğunu ifade etti. Burita, "Fas ile Cezayir, coğrafi ve tarihi yakınlıkları gereği arabuluculuğa ihtiyaç duymuyor." ifadesini kullandı.

Cezayir tarafından ise bu konuya ilişkin şu ana kadar herhangi bir açıklama gelmedi.

- "Sorunlu dosyaların çözümü için 60 günlük süreden daha fazlasına ihtiyaç var"

Cezayirli araştırmacı Velid Kebir, AA muhabirine yaptığı açıklamada "Cezayir ve Fas halkları, iki ülke arasında barışın sağlanmasını arzu ediyor." dedi.

Kebir, ancak iki ülke arasındaki sorunlu dosyaların çözümü için Witkoff'un açıkladığı 60 günlük süreden çok daha fazlasını gerektirdiğini söyledi.

İki ülke arasındaki anlaşmazlıklara işaret eden Kebir, "Anlaşmazlık noktaları yalnızca Batı Sahra meselesiyle sınırlı değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal konuları da kapsıyor." diye konuştu.

Kebir, "Buna rağmen, büyükelçilerin geri dönmesi ve iki ülke arasında yeniden diplomatik ilişkilerin kurulması, bu süre içinde ulaşılabilecek en azından bir başlangıç adımı olabilir." ifadesini kullandı.

- "Anlaşma, bölgeye ve küresel istikrara olumlu yansımalar yapacaktır"

Fas ile Cezayir arasında sağlanacak olası anlaşmanın etkilerine işaret eden Kebir, şunları kaydetti:

"Ayrıca bu durum, bölgeye ve küresel istikrara da olumlu yansımalar yapacaktır; çünkü her iki ülke de Kuzey Afrika'nın refahını artıracak tüm imkanlara sahiptir."

İki ülkenin de aynı kökenleri paylaştığına dikkati çeken Kebir, bir anlaşmaya varılması ve sınırların açılması halinde özellikle sınır bölgelerinde yaşayan bu ailelerin yeniden akrabalık bağlarını kurmasına ve ilişkilerini tazelemelerine imkan tanıyacağını dile getirdi.

Fas ile Cezayir arasında bir anlaşmaya varılmasının esasen Batı Sahra meselesinin BM düzeyindeki gelişmelerine bağlı olduğunu vurgulayan Kebir, "Bu mesele kolay değil ancak anlaşmazlıkların aşılması kademeli biçimde mümkün." dedi.

Kebir, rahatlamanın, Batı Sahra'daki BM barış gücü misyonunun (MINURSO) görev süresinin gelecek yıl sona ermesinden sonra gerçekleşebileceğini ifade etti.

Yarım asırlık çatışmanın sona erdirilmesi için BMGK üyelerinin her iki tarafa da baskı yaptığını belirten Kebir, şunları kaydetti:

"Bu sorunun (Batı Sahra meselesinin) çözülmesi, iki ülkenin krizin ilk aşamasını geride bırakmasını ve diğer sorunların çözümüne odaklanmasını sağlayacaktır."

- "ABD gibi dış baskıların sürmesi halinde bir anlaşmaya varılabilir"

Fas I. Muhammed Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Halid Şeyat se Fas'ın Cezayir'e diyalog ve sınırları açma yönünde birden fazla kez el uzattığını söyledi.

Şeyat, iki ülke arasında Batı Sahra meselesi ve sınır bölgeleri gibi bazı ihtilaflı dosyaların bulunduğuna işaret etti.

BMGK'da yapılan oylamanın ardından Fas Kralı 6. Muhammed'in Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun'a, "iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların aşılması, güven, kardeşlik ve iyi komşuluk temelleri üzerine kurulu yeni ilişkiler inşa edilmesi için samimi ve kardeşçe bir diyalog" çağrısı yaptığını belirten Şeyat, "Fas'ın Cezayir'le özerklik önerisi dışında herhangi bir müzakereye girmesi ya da bir müzakere önerisinde bulunması mümkün değil." dedi.

İki ülke arasında anlaşmaya varılmasının zor olacağını, özellikle de Batı Sahra meselesi üzerindeki derin anlaşmazlık nedeniyle bunun kolay görünmediğini dile getiren Şeyat, "Özellikle ABD gibi dış baskıların sürmesi halinde bir anlaşmaya varılabileceğini" ifade etti.

- Batı Sahra sorunu

Fas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Rabat yönetimi arasında başlayan gerginlik devam ediyor.

Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken, Polisario Cephesi Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor.

Polisario Cephesi, 1991'de BM arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına kadar Fas güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele yürütüyordu. Ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra'nın statüsüyle ilgili görüşmeler başarıya ulaşamadı.

KAYNAK AA