Pakistan ve Hindistan çatışması: Askeri envanter gerçekleri ne söylüyor?

ABD’nin ambargo uyguladığı veya yüksek fiyatlarla ve siyasi koşullarla "nazlanarak" sattığı savaş uçakları küresel güneyin gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerinde yerini Çin uçaklarına bırakabilir.

İstanbul

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan, Pakistan-Hindistan geriliminin askeri envanter gerçeğini ve çatışmaların son durumunu AA Analiz için kaleme aldı.

***

Hindistan, Cammu Keşmir’deki bir terör saldırısından Pakistan’ı sorumlu tuttu ve 6 Mayıs’ta Pakistan topraklarındaki "askeri olmayan" hedeflere saldırılar düzenledi. Pakistan, aslında, bir saldırı istihbaratı aldıklarını duyurmuştu. Nitekim Hindistan da aynı anda 9 ayrı bölgeyi hedef alan Sindoor Operasyonu başlattığını duyurdu. Hazırlık seviyesini hep yüksek düzeyde tutan ve beklentileri doğru çıkan Pakistan ise Hindistan saldırılarına anında cevap verdi.

İki devletin liderleri 7 Mayıs’ta siyasi tehditlerle psikolojik bir savaşı da tetiklediler. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif "şehit kanlarının her damlasının intikamının alınacağını" açıklarken Hindistan Savunma Bakanı Rajnath Singh “Hindistan'a ve halkına yönelik herhangi bir saldırıya uygun bir yanıt verileceğini” açıkladı. İki taraf da muğlak zamanlama ve uygun gördükleri yönteme vurgu yaparak "karşı" tarafı saldırgan olarak nitelendirdi. Her iki taraf da savaş istemediklerini vurguladı ancak düşük profilli ve sınırlı nitelikte bir "atış" teatisini de başlattılar.

Mevcut çatışmalarda son durum

8 Mayıs’ta hudut boyunca havan, obüs ve roket atışları süreklilik kazandı. Bir nevi topçunun sesiyle diğer tarafa bir kararlılık iletildi ve askerlerin deyimiyle "kuvvet gösterisi" yapıldı. Her iki taraf da sahadaki düşük profilli bu çatışmaya yüksek perdeden söylemler üretti. Bu noktada en dikkat çeken husus Pakistan’ın düşürdüğü Hint savaş uçakları ve insansız hava araçları (İHA) oldu. Pakistan 30 civarında Hint silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve İHA'ları düşürdüğünü açıklarken medya organları Hindistan’ın 5 savaş uçağının düşürüldüğünü, bunların üçünün Fransız yapımı Rafale olduğunu ortaya çıktı. Hindistan ise 9 Mayıs’ta Lahor’da Pakistan hava savunma sisteminin tahrip edildiğini duyurdu.

Tarihin en uzun süren "it dalaşı" yoluyla Hint uçaklarının düşürüldüğüne dair haberlerin yayılmasıyla dikkatler bir anda Pakistan’a çevrildi. Bu ilginin nedeni öncelikle Fransız yapımı Rafale’in düşürülmüş olması ile ilgiliydi. Yaklaşık 60 bin feet irtifaya çıkan Rafale’in düşürülmüş olması Katar, Mısır, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Endonezya ve Hırvatistan’da şaşkınlık yarattı. Hatırlanırsa Yunanistan, satın aldığı ikinci el Rafale uçaklarını propaganda malzemesi yapmış ve Türkiye’ye Ege’de hava üstünlüğünü ele geçirdiğini iddia etmişti. F-16’lara nazaran üstün manevra, donanım, tırmanma ve irtifa kabiliyeti olan Rafale’lerin kaybı bu kaygının asıl nedenidir.

Peki, Rafale’leri hangi Pakistan uçağı veya hava savunma sistemi düşürdü? Medyaya servis edilen bazı görüntülerde alçaktan uçan Hint savaş uçaklarına muhtemelen 30 milimetre çapında klasik hava savunma topları ile atış yapılıyor ve uçak vuruluyor. Alçak irtifada uçan bu uçaklar, Pakistanlı yetkililerin it dalaşına (hava-hava muharebesine) dair açıklamalarıyla birlikte, bir hava çatışmasının yaşandığına işaret ediyor. Hava sahası ihlali olmadığına dair Hindistan'dan yapılan açıklamaya rağmen ‘it dalaşının’ iki ülkeden birisinin hava sahasında cereyan etmiş olması gerekiyor. Böyle bir angajmanda manevra kabiliyeti yüksek Pakistan uçağının, ‘arkaya geçmesi ve sistemini Hint uçağına kilitlemesi’, sonra da vurması beklenir.

Bu noktada Pakistan’ın Çin’den satın aldığı J-10C uçakları bir anda gündemi meşgul etmeye başladı. Ancak Pakistan’ın Çin yapımı J-10C uçağı sayısının sadece 20 olduğu dikkatlerden kaçtı. Pakistan F-16’lar ile teşkil edilmiş envanterini Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile yaşanan gerginlik sonrası yenileyemediği için Çin ile anlaşmış ve J-10C’leri hazır alım ile tedarik ederken Pakistan-Çin ortak yapımı JF-17’leri Pakistan’da üretmişti. Her iki uçakta iki farklı tipte Çin malı AESA Uçak Burun Radarı ile donatılmıştır. O halde Pakistan’ın Rafale’lere denk 4,5 nesil JF-17’leri ürettiğini iddia etmek de abartı olmayacaktır.

JF-17’ler, F16’ların muadili ve yarı fiyatına imal ediliyor. F-16’lar gibi modernize edilmiş yeni versiyonları bulunuyor. Pakistan envanterinde halen 50’si Blok III toplam 162 JF-17’si mevcut. O halde Hint Hava Kuvvetlerinin Fransız yapımı Rafale’lerini sadece J-10C’lerin değil, muhtemelen Pakistan-Çin üretimi JF-17’lerin düşürdüğü söylenebilir. Bu argümana delil olacak husus ise Hintlerin, Çin yapımı PL-15E füzesi parçalarını bulmuş olmasıdır.

JF-17 ve J-10C’lere, AIM havadan havaya füzelerin muadili olan iki farklı füze tipi yüklenebiliyor. J-10C’ler radar sistemi nedeniyle PL-10 havadan havaya füzesini fırlatabilirken gelişmiş AESA radarına sahip JF-17’ler hem PL-10 hem de JF-15E füzesini fırlatabiliyor. O halde, Pakistan JF-17’lerin, Meteor füzeleri donatılmış Rafale’lere karşı manevra, tırmanma ve atış bağlamında üstünlük kurabildiği ifade edilebilir.

F-35 ve F-16'lara rakip mi geliyor?

Pakistan-Hint gerginliğinde yaşanmış ve Hint Rafale’lerin düşürülmesiyle sonuçlanan hava-hava muharebesinin doğal sonucu savaş uçağı tercihleriyle ilgili. Amerikalıların F-35 ve F-16’larla tekellerine aldıkları savaş uçağı satışlarına yeni bir rakip geldiğini ifade etmek gerekir. ABD’nin ambargo uyguladığı veya yüksek fiyatlarla ve siyasi koşullarla ‘nazlanarak’ sattığı savaş uçakları küresel güneyin gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerinde yerini Çin uçaklarına bırakabilir. Artık bir muharebede kendini ispat etmiş olan Çin yapımı savaş uçakları muhtemelen 15-45 milyon dolar civarında fiyatlarla ekonomik imkanları kısıtlı olan devletlerin envanterine girmeye başlayacak. Örneğin, Afrika’da, sahra altı bölgesinde böylesine bir hava gücü oluşturan "yeni" rejimler Çin ile daha yakın siyasi ve askeri ilişkiler içinde girebilir. Dolayısıyla Yunan Hava Kuvvetleri gibi Rafale’lere bel bağlayan ülkeler muhtemelen Çin savaş uçaklarının kimlere satılabileceğini takip etmeye başlayacak.

Ancak savaş uçakları yanında hava savunma sistemlerine de bakmakta fayda var. Hintler 8 Mayıs’ta Pakistan’ın Lahor kentinde bir hava savunma sistemini tahrip ettiklerini ilan etseler de bu henüz teyit edilebilmiş değil. Pakistan hava savunma sistemlerinin uzun menzilli ve yüksek irtifaya erişebilen unsurlarının da yine Çin üretimi olduğu görülüyor. HQ-9P ve HQ-16 tipi Pakistan hava savunma sistemleri Rus S-300 hava savunma sistemlerinin bir benzeri. Öte yandan Hindistan’ın da S-400’lere sahip olduğunu hatırlatmak lazım. Nitekim S-400 tedarikine rağmen, eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde ABD, Türkiye’nin aksine, Hindistan’a F-35 satışını onaylamış ve yaptırımlardan muaf tutmuştu. Hindistan S-400’leri aktif olarak kullandığını ve Pakistan S/İHA’larını düşürdüğünü iddia ediyor.

Her iki ülke de üç günlük süre içinde ‘söylem-yoğun’ bir krizi, karşı tarafa verdikleri kayıplarla ifade etti. Savaş uçaklarının kabiliyeti ve hava savunma sistemlerinin etkinliği hem çatışmaların tarafı olan bu devletlerin propagandasına hem de diğer ülkelerin kendi envanterleri için gözlemlerine konu oldu. Ancak krizin bu iki husustan ibaret olmadığını ve kara savaşının başlaması halinde kimin kaç uçak düşürdüğü ve hangi uçak veya hava savunma sistemlerine sahip olduğu gibi söylemlerin önemini kaybedeceğini bilmek gerekiyor.

Teknik olarak kriz yönetimi safhasında olan gerilim halen ‘düşük profilli’ bir görünümde ve engellenebilir nitelikte. Ancak gerilimin orta güçte ve gelişmekte olan iki devletin ‘geleneksel’ savaşına dönüşme potansiyeli mevcut. Öte yandan hazmedilemeyecek kayıp, saldırı ve zayiat ile yüzleşilmesi halinde ‘yüksek profilli veya nükleer’ bir savaş muhtemel görünüyor. Sonuçları tahmin etmek ise zor değil; nüfus yoğunluğu nedeniyle yüksek rakamlarda sivil zayiat, kontrol edilemeyecek boyutta düzensiz göç, Asya güneyinde tetiklenecek domino etkisi nedeniyle önce bölgesel sonra küresel şok dalgaları. O halde iki tarafın da itibar edeceği arabulucular bir an önce mesaiye başlamalı.

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

KAYNAK AA