40,0539$% 0.04
47,0733€% 0.09
54,5285£% 0.15
4.251,00%0,02
6.927,00%0,01
4362418฿%0.92838
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, kırılmadan, kırışmadan, kıvırmadan, kısır heveslere kapılmadan her defasında tazelenip yenilenerek, mücadele dolu seneleri geride bıraktıklarını söyledi.
Vatan ve millet sevgisini her şeyin üstünde ve önünde tutuklarını vurgulayan Bahçeli, “Yeri geldi candan geçtik ama ülkülerimizden vazgeçmedik. Yeri geldi yardan geçtik ama ülkülerimizden, ülkemizden ve ilkelerimizden asla ödün vermedik. ‘Her şeyden önce Türkiye’ dedik.” ifadesini kullandı.
Pençe-Kilit Harekat bölgesinde bir mağaradaki arama-tarama faaliyeti sırasında metan gazına maruz kalarak şehit olan 12 askere Allah’tan rahmet; ailelerine, millete ve TSK’ya başsağlığı dileyen Bahçeli, tedavisi devam eden askerlere de acil şifa dileklerini iletti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle konuştu:
“Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili önemli gelişmeler yaşanıyorken, maruz kaldığımız müessif olayın, bazı çevreler tarafından çarpıtılmasını sinsi bir fırsatçılık olarak değerlendiriyorum.Türkiye’miz tarihi bir sürecin tam ortasında, huzur ve barış menziline doğru hızla mesafe alırken iç ve dış kaynaklı provokasyon ve dedikodu iklimini sıcak tutmak isteyenlerin varlığını elbette göz ardı etmiyoruz. Terörsüz Türkiye adımları sağlam ve sağlıklı bir şekilde atıldıkça saklandıkları deliklerden birer ikişer ortaya çıkan fitnebazların bayağı tertiplerini bozmak, bayatlamış tuzaklarını işlevsiz hale getirmek için adeta teyakkuz halindeyiz.”
Bahçeli, Türkiye’nin birçok ilinde yaşanan ve kontrol altına alınan orman yangınlarını anımsatarak, orman yangınlarının milleti derinden yaraladığını dile getirdi. İzmir’in Çeşme, Seferihisar, Foça, Aliağa ilçeleriyle birlikte Antalya’da meydana gelen orman yangılarının her manada büyük bir üzüntüye ve kayba yol açtığına işaret eden Bahçeli, özellikle İzmir’de çıkan yangınların elektrik hatlarından kaynaklandığının bizzat İl Valisi tarafından açıklandığını hatırlattı. Bahçeli, “söz konusu yangıları bahane ederek, Terörsüz Türkiye gayesine cephe açan, yalan ve iftira ile Türkiye’nin barış havasını bozmaya çalışan kötü niyetlilerin oldukça faal hale geldiğini” de aktardı.
Tüm ihtimalleri hesaba katmanın stratejik ve proaktif düşüncenin gereği olduğunu ifade eden Bahçeli, buna diyeceği bir şeyin olmadığını vurguladı.
Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
“Orman yangınlarını istismar edip ortamı germeye ve hayali senaryolar üretmeye kalkışmak en hafif tabirle utanmazlıktır. Yangınların elektrik hatlarından çıktığı anlaşıldığına göre; TEDAŞ’ın, elektrik hatlarını işleten özel şirketleri muhtevalı ve muntazam şekilde denetleyip denetlemediği, bu şirketlerin taraf oldukları sözleşmelere riayet edip etmediği, elektrik hatlarının planlanan takvim ve süreler içinde bakımının yapılıp yapılmadığı, bu hatların yenilenip yenilenmediği açıklığa kavuşturulmalı, ihmal ve kayıtsızlık gösterenlere lazım gelen yaptırımların uygulanması derhal sağlanmalıdır. Aynı anda birbirinden çok uzak mesafelerde pek çok yangının çıkması ayrıca ele alınmalıdır. Orman yangınlarına karşı devletimiz bütün kurum ve kuruşlarıyla, bütün imkan ve iradesiyle mücadele halindedir.”
Bahçeli, orman yangınlarının söndürülmesi için hayatını riske atanlar başta olmak üzere ilgili bakanlıklara, kurtarma ekiplerine ve gönüllü kuruluşlara teşekkür etti. Yangınlar sırasında hayatlarını kaybedenlere Cenabıallah’tan rahmet dileyen Bahçeli, tedavisi devam edenlere geçmiş olsun dileklerini iletti. Devlet Bahçeli, yaraların sarılacağını, zarar ziyanın karşılanacağını söyledi.
Uzun süredir dile getirdikleri “temiz siyaset, temiz toplum, temiz yönetim” gayesinin artık ertelenemez mecburiyet ve mükellefiyet olduğuna işaret eden Bahçeli, siyaset alanının aklanmaya ve arınmaya çok ciddi ihtiyacının olduğunu belirtti.
“Gördüğümüz kadarıyla mahalli yönetimlerde tuz kokmuştur” ifadesini kullanan Bahçeli, emanetin ziyan edildiğini, milletin irade ve güveninin hiçe sayıldığını vurguladı. Bahçeli, şu görüşleri paylaştı:
“CHP’nin yönetimi altında bulunan belediyelerin yolsuzluk ve rüşvet batağına saplanması, demokrasi nimetinin ve millet emanetinin göz göre göre çeteleşmiş bir zihniyet eliyle çiğnenmesi bu partiyi neredeyse organize suç şebekesine çevirmiştir. Hepimizi hayrete düşüren, herkese ‘bu da mı olmuş’ dedirten gayriahlaki ve gayrihukuki ilişkiler teker teker deşifre edilmektedir. CHP’nin Adana ve Antalya Büyükşehir Belediye başkanlarıyla Adıyaman Belediye Başkanı yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonucunda yakayı ele vermişler, kirli çamaşırları da ortalığa dökülmüştür. 1990’lı yıllarda patlayan İSKİ skandalının katbekat büyüğü, mevcut CHP yönetimini sarıp sarmalamıştır. CHP, bir hasta ağaç gibi ilkbaharın ve yazın bereketine rağmen ne filiz sürebilmekte ne de yaprak açabilmektedir. Bu partinin çarkı, derin bir boşluğun içinde kuru bir gürültüyle dönmekten başka bir şeye de yaramamaktadır.”
Emanete sahip çıkmayanların erdemden bahsetmemesi gerektiğine dikkati çeken Bahçeli, suya yazılan yazı neyse; çalan, çırpan, milletin kesesini, devletin kasasını boşaltan müflis ve müfsit zihniyetlerin adalet ve hukuk sözlerinin o olduğunu anlattı.
“Ateş olmayan yerden duman tütmeyeceğine göre, bunun yanında bir şeyin şüyuu vukuundan beter olduğu da göz önüne alındığında CHP’li belediye başkanlarının ve diğer faillerin üzerlerine atılı suçlamalar karşısında hesap vermesi kuşkusuz gerçek hukuk güvenliğinin ve hukuk üstünlüğünün sonucudur” diyen Bahçeli, suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağının Anayasa hükmü olduğunu hatırlattı.
Masumiyet karinesinin esas olduğunu; adaletin, bir hakkın haklıya iadesi olduğunu kaydeden Bahçeli, Mevlana’nın “Ağaca su vermek adalet, dikene su vermek zulümdür. Adalet bir nimeti yerine koymak, zulüm ise yerinden söküp almaktır” sözlerini anımsattı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları dile getirdi:
“CHP ağaca su vermişse, kaygı ve korku duymasına gerek yoktur. Ancak dikene su vermişse bunun bedelini sonuna kadar ödemeli. Açıklanan delillerin çoğunun gizli tanık ve itirafçılara dayandığı ileri sürülerek Türk yargısını yıpratmak, haksızlık ve maksatlı bir saptırmadır. CHP’li belediye başkanlıklarında dönen kanun dışı dolapları ifşa eden ihbarcılar ve itirafçılar yine CHP maskesi takanlardır. Bize göre, bahse konu yargı süreçlerinde iddianameler süratle hazırlanmalı, kovuşturma safhaları eksiksiz ve etkin şekilde idame ettirilerek olabilecek en kısa sürede tamamlanmalıdır. Soruşturmalarda görev alan Cumhuriyet savcılarına güvenimiz tamdır ve geceli gündüzlü çalıştıkları da bellidir. Ne var ki tavsayan, tekleyen ve tavı kaçan yargı süreçlerinin siyasi kutuplaşmayı beslemesi, sosyal ve ekonomik sorunları doğurması muhtemel bir akıbettir. Bu nedenle yargısal süreçlerin uzaması sakıncalıdır ve buna gerek yoktur.”
Bahçeli, adli tatilin yakında başlayacağına işaret ederek, eylül ayının ilk haftasıyla beraber hızlanan yargı süreçlerinin hitamında bu ağır yükü Türkiye’nin gündeminden çekip çıkarması çağrısında bulundu. Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
“CHP Genel Başkanı, duruşmaların televizyon ekranlarından canlı yayımlanmasını talep etmişti. Madem bu talebinde ısrarlıdır, madem milletimizin her şeyi birebir takibinden yanadır, o halde biz de bu beklentinin makul ve meşru değerlendirilerek ak koyunun kara koyunun maşeri vicdan huzurunda tefrik ve teşhir edilmesini ümit ve temenni ediyoruz. Türk milleti gerçekleri görsün, gerçekleri bilsin, hükmünü de ona göre versin diyoruz. CHP Genel Başkanı ile birlikte suçlamaların odağında bulunan şahıslar Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu asla unutmamalı. Devletin varlığı hukukla kaimdir.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim. Bana bu milleti sokağa davet ettirme. Ondan sonra Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi izlersiniz” sözlerini aktaran Bahçeli, CHP Genel Başkanının isminin Özgür, Türkiye’nin de özgür bir ülke olduğunu hatırlattı.
CHP Genel Başkanı Özel’e seslenen Bahçeli, “Öfke kontrolünü kaybettiğini, stresle başa çıkamadığını, ölçüyü kaçırdığını görüyorum. Sokağa çıkabilirsin, sokakta gezebilirsin, sokakta hayal kurabilirsin. Germeye, gerginlik üretmeye mahal yoktur. Elini tutan yok, önüne geçen yok, önüne çıkacak yok, haydi buyur, sokak sokak gez de görelim, boyunun ölçüsünü alalım. Ama bu sokak merakı seni suça sevk ederse karşında Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletini bulursun, bunu da ufalanmış aklından sakın ola çıkarma.” diye konuştu.
Necip Fazıl Kısakürek’in “Kaldırımlar” isimli şiirini okuyan Bahçeli, “Özgür Bey de belki bir hayal görür, eğer bu şiiri biliyor ve daha önce duymuşsa mırıldanarak gezer dolaşır.” dedi.
Devlet Bahçeli, Özel’in “Mısır’daki meydanı izlediğiniz gibi izlersiniz” ifadesini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mısır örneğini vermesi bir başka talihsizlik, densizlik ve gaflettir. Hakkında başlatılan soruşturma da isabetlidir. Hayırdır Özgür Bey, darbe mi düşünüyorsun? Sandık ve demokrasiyle yapamadığını silahların gölgesinde mi planlıyorsun? Bu dil, bozuk ve buhranlı bir dildir. Bu kafa yapısı sakattır, sancılıdır, tutsaktır, antidemokratiktir. Böyle demokrasi anlayışı, böyle özgürlük ve milli irade bağlılığı olmaz, olamaz. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarında tutuklanan isimlerle ilgili esir tanımını kullanması, aymazlık ve ayıplı bir üsluptur.
Bir hususun altını çizmek gerekmektedir: DEM Parti’nin Türkiye partisi olmak için gösterdiği çaba memnuniyet vericidir. Gelin görün ki bu kez de CHP’nin Türkiye partisi rayından ve rotasından çıkması, meçhule doğru kontrolsüzce savrulması çok düşündürücüdür. CHP’nin ve yanında yöresinde kuyruğa girmiş sipariş ve sipahi zihniyetli partilerin kimi yönetici ve milletvekillerinin iktidara, insan onuruna, devlete ve milli değerlere periyodik olarak saldırmaları, azgın iftiraları peş peşe sıralamaları ifade ve düşünce özgürlüğüyle nasıl tevil edilecektir? Bilhassa karartılması doğru bir tasarruf olan malum televizyonlarda, Meclis kürsülerinde, sağda solda sabah akşam fütursuzca ve küstahça konuşanların güvenceleri nedir?
Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele ediliyorken bu keneler neden ihmal ediliyor? Müfteri ve müptezelliklerine niye göz yumuluyor? Siyasete çömez girip ahlaksızlığın ve akıl tutulmasının ileri çözeltisi olanlara ne diyeceğiz? İntikam duygularını, kulaklarına üflenen dedikoduları, işbirlikçiliğe uzanan davranış ve mazileriyle her gün fitne yayan potansiyel Türkiye muhaliflerine katlanmak zorunda mıyız?
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarında tutuklananlara yönelik “esir” tanımlaması yapmasını “aymazlık ve ayıplı bir üslup” olarak nitelendirdi.
Siyaset mücadelesinden değil düşmanlık yapanlardan milletin yaka silktiğini ifade eden Bahçeli, “Gündelik polemiklerin, aslı astarı olmayan iddiaların, sürekli şaibe ve şüphe içeren beyanatların, azgınlaşan parti ihtiraslarının ülkemizde ne var ne yok yutmasına tahammül edemeyiz. Ekmek yerine süpürge tohumu yiyerek, kavrulup öğütüldükten sonra kaynatılan nohudu kahve niyetine içerek, bebeklerin üzerine örtülmesi gereken battaniyeleri kağnı gıcırtısını dinleye dinleye mermilerin üzerine örterek Milli Mücadele’yi başarmış ve Cumhuriyet’i kurmuş aziz Türk milletini, onun bunun hakir görmesini, devleti kum torbasına çevirenleri hoş görmemiz, masum addetmemiz mümkün değildir.” diye konuştu.
Bireysel ve çıkara dayalı hesaplarını siyaset alanında kin ve nefret olarak yayanları tanımadıklarını ve tanımayacaklarını vurgulayan Bahçeli, Cumhur İttifakı ile Türk milletini temsil eden bir siyasi hareket olduklarını belirtti.
Türk milletinin ve Türk milliyetçiliğinin, dünyanın en köklü gerçeklerinden, değerlerinden ve kavramlarından olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Kabul etmek durumundayız, Tek başına dünün övgüsü ile avunanlar için hayat, bugünden ve yarından umudunu kesmiş olduklarından dolayı sadece hasret duyulan güzel anılardır. Yalnızca yarını düşleyenler için hayat, hem dünü, hem bugünü kaybetmiş olduklarından mülhem sadece özlem duydukları hayallerdir. Anılar geride, hayaller ileridedir. Ama her ikisi doğrudan bugün ile ilişkilidir. Bugün, dünün sonucudur. Bugün, yarının nedeni olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bizim için dün, şerefli geçmişimizdir, övünmek hakkımızdır” ifadesini kullanan Bahçeli, dünün, anıların ötesinde, bugünün ve geleceğin rehberi olması gerektiğini de söyledi.
“Ülkü” adını verip peşine düştükleri gelecek hayallerini varoluş tutkuları olarak nitelendiren Bahçeli, “Fakat yalnızca geleceğin peşinde koşarken bugünümüzü kaybetmemizin bahanesi haline de gelmemelidir. Zaman, her varlığa, taşıdığı öze veya cevhere göre tesir etmektedir. Kalıcı veya geçici olması, onun zamana karşı dayanma ve direnme yeteneği ile sınırlıdır. Ağaca bakarken ormanı göremeyen dağınıklıktan veya ormanı seyrederken ağaçları fark edemeyen illüzyondan kurtulmak durumundayız.” görüşünü paylaştı.
Türkiye’nin geçmişin vahim ve kronik sorunlarından kurtularak bugün ve yarını emniyete alacağını dile getiren Bahçeli, geçmişten miras alınan külfetli ve kamburlaşmış sorunların başında terörün geldiğine dikkati çekti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“PKK’nın silah bırakması ve silahların Irak’ın kuzeyinde MİT’in gözetiminde teslimi artık sadece bir zaman meselesidir. Türkiye dünün derslerinden huzurlu ve güvenli bir gelecek etabına doğru geçiş aşamasındadır. Terörsüz Türkiye’den rahatsız olanların bize ‘muavin’ deyip bühtan içinde olması edepsizlikle bile tanımlanmayacak çamurluk ve çirkinliktir. Bizi tanımayanların, bir zamanlar içimize hasbelkader sızıp kapalı devre faaliyet içinde olanların bugün bize ne Türklük ne ülkücülük ne de Türk milliyetçiliği hakkında ahkam kesemeyeceğini, buna siyaset ve fikir mazilerinin yetmeyeceğini kararlıkla ifade etmek isterim. Herkes baksın işine, çevirsin dümenlerini, oynasınlar kağıttan kaplan rollerini. Bizim sevdamız Türkiye’dir, mensubiyet şerefimiz Türk milletidir, terörsüz Türkiye hedefimiz de yeni yüzyılda yükselişimizin, barış ve kardeşliğimizin momenti olacaktır.
‘Güneş tuttuğumuz gökyüzü çadırımız’ diyen kutlu ecdadımızın emanetlerine leke sürdürmeyeceğiz. Türk-Kürt kardeşliğinin millet varlığı içinde sonsuza kadar yaşatılmasına and olsun, seve seve hizmet edeceğiz. Terörsüz Türkiye artık bir devlet politikası haline gelmiştir. Dolayısıyla devletin başı terörsüz Türkiye’yi gerçekleştirmekle mükelleftir. O sebepten Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çabalarında her daim yanında ve arkasında olacağız. Onu yalnız bırakmayacağız. Yeni yüzyılı Terörsüz Türkiye ile taçlandırarak Türkiye’ye şeref katacağız.”
KAYNAK AA
Üç ildeki orman yangınlarına müdahale ediliyor