41,9094$% 0,52
48,8706€% 0,83
56,3221£% 0,70
5.726,53%-1,65
9.891,00%-0,36
4480592฿%1.108
Küresel piyasalar haftaya, ABD ile Çin arasındaki ticaret gerginliğinin yeniden tırmanabileceği endişeleriyle negatif başladı. Ancak, salı günü Fed Başkanı Jerome Powell’ın güvercin tondaki açıklamaları risk iştahını artırarak piyasalara destek verdi.
Hafta ortasından itibaren açıklanan makroekonomik veriler ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik tarife söylemlerinde yumuşama sinyalleri vermesi, küresel piyasalarda toparlanmayı güçlendirdi. Ancak, haftanın son işlem gününe yaklaşılırken ABD’de bankacılık sektörüne ilişkin artan soru işaretleri fiyatlamaları zorlaştırdı.
ABD’nin bölgesel bankalarından Zions Bancorp ve Western Alliance bazı kredilerde dolandırıcılık tespit ettiklerini bildirdi. Utah merkezli Zions Bank, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonuna (SEC) çarşamba günü yaptığı bildirimde iki ticari krediyle ilgili usulsüzlükler tespit edildiğini ve 50 milyon dolarlık zarar yazdığını açıkladı. Arizona merkezli Western Alliance Bank da bir borçluya dolandırıcılık iddiasıyla dava açtığını bildirdi.
ABD’deki söz konusu gelişmeler, bölgesel bankaların kredi portföylerine ilişkin endişe oluştururken, ABD’de bir bankacılık krizi yaşanabileceği kaygıları piyasalarda risk iştahını törpüledi. Ancak cuma günü Zions’un hisseleri yaklaşık yüzde 6 ve Western Alliance’ın hisseleri yüzde 3 değer kazandı.
Analistler, halihazırdaki endişelere rağmen ABD’de bankacılık sektörünün sağlamlığını koruduğunu, son dönemdeki bazı sorunların sistemik bir krize dönüşmesinin beklenmediğini söyledi.
Öte yandan, ABD-Çin hattındaki ticari seyrin nasıl devam edeceğine ilişkin gelişmeler de yakından takip edildi. Trump cuma günü verdiği röportajda, Çin’i uygulamakla tehdit ettiği yüzde 100 tarifenin “sürdürülebilir” olmadığını belirtti ve “Çin ile aramız iyi olacak ama adil bir anlaşma yapmalıyız.” dedi.
Beyaz Saray’da da açıklamalarda bulunan Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile birkaç hafta içinde görüşeceğini ifade ederek, “Her iki taraf için de iyi olacak bir anlaşma yapacağımızı düşünüyorum.” diye konuştu.
Analistler, söz konusu gelişmenin olası ABD-Çin gerilimine ilişkin kaygıları bir nebze azaltsa da yatırımcıların bu konuda somut bir adım atılmasını görmek isteyebileceğini kaydetti.
Bu gelişmelerin yanı sıra ABD’de hükümet geçen haftayı da kapalı geçirdi. Bu dönemde kamu kurumlarının açıkladığı verilerde aksama yaşanırken, gözler Fed’in politika adımlarında dikkate aldığı enflasyon verisine çevrildi. Veri takvimine göre geçen hafta açıklanması beklenen enflasyon verileri, federal hükümetin kapalı olmasından kaynaklı gelecek haftaya sarktı.
Ulusal İşletme Ekonomisi Derneğinin (NABE) geçen hafta düzenlediği toplantıda konuşan Fed Başkanı Powell, bankanın bilanço küçültme sürecinin gelecek aylarda sona erebileceğini belirterek, ülkedeki ekonomik gidişata ilişkin, “Enflasyon hala yükseliyor, dolayısıyla bu durumun daha uzun süre devam etme riski var. Ancak şu anda iş gücü piyasası oldukça önemli aşağı yönlü riskler sergiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Powell’ın açıklamaları piyasalarda risk iştahını artırırken, bankaya yönelik gevşeme ihtimallerini yükseltti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in bu ay ve aralıktaki toplantılarında faizi 25’er baz puan indirmesine kesin gözüyle bakılırken, 2026 yılı genelinde toplam 3 faiz indirimi yapacağına ilişkin beklentiler güçlendi.
Öte yandan geçen hafta açıklanan Fed’in Bej Kitap raporunda, düşük ve orta gelirli hanelerin artan fiyatlar ve devam eden ekonomik belirsizlik karşısında indirim ve kampanyaları tercih etmeyi sürdürdüğü vurgulandı. Raporda, yüksek tarifeler ve zayıflayan genel talep nedeniyle zorlayıcı koşulların devam ettiği kaydedildi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) da, küresel ekonomik büyüme tahminini bu yıl için yüzde 3’ten yüzde 3,2’ye çıkardı.
Söz konusu gelişmelerin yanı sıra ABD’nin büyük bankalarından JPMorganChase, Citigroup, Goldman Sachs ve Wells Fargo’nun bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla net karı yükseldi.
Bu gelişmelerin ışığında artan endişeler tahvil talebinin güçlenmesine neden olurken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi cuma günü yüzde 3,93’e inerek 7 Nisan’dan bu yana en düşük seviyesini gördü. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi haftalık bazda yaklaşık 5 baz puan azalışla yüzde 4,01’de haftayı tamamladı.
Altının ons fiyatı, haftalık bazda yükselişini 9. haftaya taşıdı. Cuma günü 4 bin 379,42 dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesini yenileyen ons altın, bu seviyelerden gelen kar satışlarına karşın haftayı yüzde 5,80 artışla 4 bin 250 dolardan tamamladı.
Altındaki güçlü seyirle birlikte alternatif yatırım aracı olarak öne çıkan gümüşün ons fiyatı da 54,71 dolara çıkarak rekor kırdı. Gümüş, haftayı yüzde 3,83 yükselişle 52 dolardan kapattı.
Dolar endeksi geçen haftayı yüzde 0,6 düşüşle 98,4 seviyesinden kapatırken, Brent petrolün varili haftalık bazda düşüş eğilimini 3. haftaya taşıdı. Brent petrolün varil fiyatı haftalık bazda yüzde 1,40 değer kaybıyla 61,2 dolarda haftayı tamamladı.
New York borsasında geçen hafta alıcılı bir seyir öne çıktı. Haftalık bazda New York borsasında S&P 500 yüzde 1,70, Nasdaq endeksi yüzde 2,46 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,56 yükseldi.
Makroekonomik veri tarafında, Philadelphia Fed İmalat Endeksi, ekimde eksi 12,8 ile piyasa beklentilerinin altına inerken, nisan ayından bu yana en düşük seviyesini gördü.
ABD federal hükümetinin bütçe açığı, 2025 mali yılında geçen yıla kıyasla yüzde 2 azalarak 1 trilyon 775 milyar dolara geriledi. Söz konusu dönemde rekor seviyeye ulaşan gümrük vergisi gelirleri, bütçe açığının azalmasında etkili oldu.
20 Ekim ile başlayacak haftada pazartesi Conference Board öncü göstergeler endeksi, perşembe Chicago ulusal aktivite endeksi, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, ikinci el konut satışları, cuma enflasyon, yeni konut satışları, Michigan tüketici güven endeksi ve S&P Global imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.
Avrupa borsaları geçen hafta Fransa hariç satıcılı seyrederken, yeni haftada Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın konuşmaları takip edilecek.
Salı günü Norveç Merkez Bankası İklim Konferansı’nın açılışında konuşacak ECB Başkanı Lagarde, sonraki günde de Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenecek Finans ve Gelecek Zirvesi’nde konuşacak.
Orta Doğu’da sağlanan ateşkesin sağladığı iyimserliklere karşın ABD-Çin arasındaki restleşmelerin yeniden artabileceği şüpheleri ve ABD’deki bankacılık sektörüne ilişkin soru işaretleri bölge pay piyasalarında etkili oldu.
Öte yandan siyasi gelişmelerde yakından izlenirken, Fransa’da muhalefet tarafından Sebastien Lecornu hükümetine karşı verilen 2 gensoru önergesi reddedildi. Ulusal Meclis’te yapılan oylamada, aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin sunduğu gensoru önergesi 271 milletvekilinin desteğini aldı ancak önergenin kabul edilmesi için gereken 289 oya ulaşılamadı.
LFI milletvekili Aurelie Trouve, Lecornu hükümetini düşürmenin, demokrasiye olan bağlılığı göstermek anlamına geleceğini ifade etti.
Trouve, “(Fransa Cumhurbaşkanı) Emmanuel Macron, artık kurumlarımızın garantörü değil. Bir kez bile (halkın) dile getirdiği öfkeyi dinlemedi.” diyerek, yeniden sandığa gitme çağrısında bulundu.
Bunun yanı sıra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Fransa’nın kredi notunu “A+/A-1″e düşürürken, not görünümünü “durağan” olarak belirledi.
Geçen hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,81, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,69, Almanya’da DAX endeksi yüzde 1,62 düşerken, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 3,24 yükseldi.
Gelecek haftanın veri takviminde pazartesi Almanya’da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), salı Avro Bölgesi’nde ECB Başkanı Lagarde’ın konuşması, çarşamba Lagarde’ın konuşması, İngiltere’de enflasyon, perşembe Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi, cuma Avro Bölgesi, Almanya ve İngiltere’de imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verileri yer alıyor.
Asya borsalarında geçen hafta Güney Kore hariç negatif bir görünüm öne çıkarken, küresel gelişmeler ve makroekonomik veriler bölge endekslerinde etkili oldu.
Merkez bankaları cephesindeki gelişmeler de yakından takip edildi. Cuma günü açıklamalarda bulunan Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, BoJ’un ekim ayında faiz oranlarını artırıp artırmamaya karar verme aşamasında Washington’daki ziyareti sırasında topladığı bilgiler de dahil olmak üzere çeşitli verileri inceleyeceklerini söyledi.
Öte yandan Japonya’daki siyasi gelişmeler de yakından izleniyor. Japonya’da Başbakan İşiba Şigeru’nun halefinin 21 Ekim’de düzenlenecek meclis oturumunda belirleneceği bildirildi.
Bölgede açıklanan verilere göre Japonya’da ağustos ayına ilişkin çekirdek makine siparişleri aylık yüzde 0,9 düşüşle beklentilerin altında geldi. Ülkede çekirdek makine siparişleri yıllık bazda yüzde 1,6 yükselmesine karşın beklentilerini karşılayamadı.
Ülkede ağustos ayında sanayi üretimi aylık bazda yüzde 1,5, yıllık bazda da yüzde 1,6 azalırken, kapasite kullanım oranı da aynı dönemde aylık bazda yüzde 2,3 geriledi.
Çin’de tüketici ve üretici fiyatlarındaki düşüşün yavaşladığını gösterse de, deflasyonist baskıların sürdüğüne işaret etti. Ülkede Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) eylülde yıllık olarak yüzde 0,3 ile beklentilerin üzerinde gerilerken, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de yüzde 2,3 ile tahminlere paralel olarak düşüş kaydetti. Eylül ayında Çin’de TÜFE’deki gerilemenin önceki aya göre hız kestiği gözlendi.
Analistler, ülkede deflasyonist baskıların devam etmesiyle Çin yönetiminin ekonomiyi destekleyici adımlar atabileceğine dair beklentilerin güçlendiğini belirtti.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,97, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,05 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,47 gerilerken, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 3,83 arttı.
Gelecek hafta pazartesi Çin’de büyüme, perakende satışlar, sanayi üretimi, çarşamba dış ticaret dengesi, cuma Japonya’da enflasyon verileri takip edilecek.
Yurt içinde geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken BIST 100 endeksi yüzde 4,77 azalışla 10.208,76 puandan kapandı. Yurt içinde gözler yeni haftada Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararına çevrildi.
AA Finans’ın TCMB’nin 23 Ekim Perşembe günü yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik beklenti anketi, 22 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.
Ankete katılan ekonomistler, ekim ayında TCMB’nin politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 39,50’ye çekmesini bekliyor. Ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 39 ile yüzde 40,50 arasında yer aldı.
Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 37,5 oldu. Geçen ay yapılan PPK toplantısında, politika faizi 250 baz puan indirilerek yüzde 40,50’ye çekilmişti.
Öte yandan G20, IMF ve Dünya Bankası toplantılarına katılmak üzere Washington’da bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsünün (IIF) Yıllık Üye Toplantısı’nda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şimşek, enflasyonun düştüğünü, bütçe açığının oldukça makul düzeyde olduğunu ve dış dengesizliklerin büyük ölçüde giderildiğini ifade etti. İzledikleri ekonomi programının sonuç verdiğini belirten Şimşek, enflasyonun düştüğünü, kamu maliyesinde ilerleme olduğunu ve dış dengede de yapısal iyileşme görüldüğünü anlattı.
Şimşek, “Genel olarak dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor, bütçe açığı uluslararası standartlara göre oldukça makul düzeyde ve dış dengesizlikler büyük ölçüde giderildi. Bunu kalıcı hale getirmek için yapısal reformları hızlandırmamız gerekiyor.” dedi.
TCMB Başkanı Fatih Karahan da, Washington’da Atlantik Konseyi’nde düzenlenen programda Türkiye’nin para politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de iki yıl önce makro finansal istikrar konusunda üç temel öncelik belirlediklerini anımsatan Karahan, bunların uluslararası rezervlerin yeterliliği, kur korumalı mevduat hesaplarının neden olduğu merkez bankası bilançosundaki ciddi yükümlülükler ve fiyat istikrarı olduğunu belirtti.
Karahan, söz konusu dönemdeki sorunların temel nedeninin ülkenin içinde bulunduğu yüksek enflasyon ortamı olduğuna işaret ederek, “Bu nedenle, fiyat istikrarını en önemli hedef olarak görüyoruz. Bunu ele aldığımızda, diğer tüm sorunlar da çözülecektir. İlk günden beri, fiyat istikrarını sağlamak için enflasyonu düşürmeye odaklandık.” ifadesini kullandı.
Dolar/TL, haftayı önceki haftalık kapanışın yüzde 0,1 üzerinde 41,9001’den tamamladı.
Gelecek hafta yurt içinde perşembe TCMB’nin faiz kararı, tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.
KAYNAK AA
Küresel piyasalar, ABD’de bankacılık sektörüne ilişkin kaygılarla negatif seyrediyor