38,7782$% 0
43,3851€% 0.77
51,5464£% 0.74
4.047,87%0,32
6.683,00%0,40
4018491฿%0.91247
Silvan ilçesinin Yeşilbahçe Mahallesi’ndeki evinden 8 Mart 2013’te çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve 2 gün sonra çoban tarafından Bismil ilçesinin Alibey Mahallesi’ndeki dere yatağında toprağa gömülü halde bulunan 57 yaşındaki Arif M’nin ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma tamamlandı.
Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada da kullanılan daraltılmış baz çalışması sayesinde, İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) tarafından elde edilen deliller doğrultusunda tutuklanan, maktulün oğlu B.M. (31), kardeşi M.M. (55) ve yeğeni M.E.M. (43) hakkında “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Sanıklara ait HTS kayıtlarının alındığı belirtilen iddianamede, maktulün bulunduğu yer ve çevresinde, gidebileceği güzergahlarda ve cesedin bulunduğu bölgede bilirkişiler tarafından yapılan dar alan baz çalışması sonucu rapor hazırlandığı ifade edildi.
Raporda, şu tespitlere yer verildi:
“8 Mart 2013’te Arif M’nin saat 12.13’te telefonu kapanmadan önce en son bazının kendi ikameti veya civarı olduğu, oğlu B.M’nin aynı gün saat 13.21’de M.M’nin ikameti ve civarında olduğu, bu sırada da M.M’nin kendi ikametinde olduğu, saat 17.00’ye kadar bazlarının uyumlu olduğu ve birlikte oldukları belirlendi. 10 Mart 2013’te saat 07.22 ile 07.52 gibi B.M. ve M.M’nin telefonu ile maktulün yeğeni M.E.M’nin kullandığı cep telefonunun cesedin bulunduğu yer ve civarında birlikte baz verdiği tespit edilmiştir. F.Z’nin kullandığı cep telefonunun cesedin bulunduğu bölgeye yakın baz verdiği değerlendirilmektedir.”
İddianamede, maktulün kardeşi M.M’nin, maktulün kaybolduğu gün saat 23.13’ten itibaren iletişim kayıtlarının kesildiği, ertesi gün saat 17.59’a kadar iletişim kaydının bulunmadığı, kardeşi kaybolan kişinin yaklaşık 18 saat gibi uzun bir süre iletişim kayıtlarının kesilmesinin meydana gelen olay açısından hayatın olağan akışına aykırı olduğu ifade edildi.
Sanıkların savunmalarında maktulün kaybolduğunu ve telefonunu aramalarına rağmen ulaşamadıklarını beyan etmelerine rağmen yeğen M.E.M’nin kullanımında olan cep telefonunun maktulü 10 Mart 2013’te saat 07.55’te aradığının dar alan baz çalışmasıyla tespit edildiği kaydedilen iddianamede, sanıkların maktulün gömüldüğü yere giderek cep telefonunu maktulün üzerinden almak üzere arama yaptıklarının açık olduğu belirtildi.
İddianamede, maktulün ailesinin kaybolduğu gün olan 8 Mart 2013’te maktulü aramak yerine ertesi gün akşam saatlerinde kayıp müracaatında bulunduklarının anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamenin sonuç kısmında şu değerlendirmede bulunuldu:
“Maktulün kaybolduğu gün kaçırılarak alıkonulması halinde evinden çıktığı kıyafetlerle bulunması olasıyken ev haliyle gömülü bulunması hususundan kendi evinde öldürüldüğünün açık olduğu anlaşılmaktadır. Maktulün kalçasında bulunan av tüfeği giriş-çıkış deliğinin açısı göz önüne alındığında maktulün yattığı yerde vurulduğu aşikardır. Maktulün oğlu sanık B.M. babasının kaybolduğu dönemde uzun süre telefonunu kapattığı ve maktul bulunana kadar da 4 kez cep telefonunu değiştirerek elde edilecek dijital delilleri karartmaya yönelik tedbir almıştır. Maktulün oğlu B.M’nin, kardeşi M.M’nin ve yeğeni M.E.M’nin iştirak halinde hareket ederek, evinde bulunduğu esnada, ele geçmeyen av tüfeğiyle ateş etmek suretiyle maktulün ölümüne sebebiyet verip, cesedi bulunduğu yere taşıyıp gömdükleri anlaşılmıştır. Bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere 10 Mart 2013’te cesedin üzerindeki telefonu aramak amacıyla maktulün bulunduğu yere geldikleri değerlendirilmektedir. Üzerlerine atılı ‘kasten öldürme’ suçunu işledikleri hususunda haklarında kamu davası açmaya yeter delil ve şüpheye ulaşıldığından sanıkların yargılanarak cezalandırılmalarına karar verilmesi talep olunur.”
İddianamede, tutuklu sanıklar B.M, M.M. ve M.E.M. hakkında “kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Yeşilbahçe Mahallesi’nde 8 Mart 2013’te evden çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alamadıklarını belirten ailesinin ihbarı ile Arif M’nin (57) bulunması için arama çalışması başlatılmış, Arif M’nin cansız bedeni bir çoban tarafından 10 Mart 2013’te Bismil ilçesinin Alibey Mahallesi’ndeki dere yatağında toprağa gömülü bulunmuştu.
Üzerinde pijama ile bulunan Arif M’nin yapılan otopside ateşli silahla öldürüldüğü belirlenmiş, Bismil Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmada jandarma ekiplerince 3 şüpheli gözaltına alınmış, şüpheliler savcılıktaki sorgularının ardından serbest bırakılmış, haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.
Cinayetin aydınlatılması için 2021’de İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü JASAT koordinesinde Jandarma Olay Yeri, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ve Asayiş Şube Müdürlüğünde görevli personelden oluşan bir ekip oluşturulmuş, çalışmalar sürerken Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada kullanılan daraltılmış baz çalışması gündeme gelmişti.
Bilirkişi tarafından hazırlanan daraltılmış baz çalışmasına ilişkin rapor tamamlanarak soruşturma dosyasına eklenmiş, jandarma ekiplerince 3 Aralık 2024’te gerçekleştirilen operasyonda Arif M’nin oğlu B.M. (31), kardeşi M.M. (55) ve yeğeni M.E.M. (43) ile F.Z. (46) ve H.M. (66) gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerden F.Z. ve H.M, savcılıktaki sorgularının ardından serbest bırakılmış, 3 zanlı nöbetçi sulh ceza hakimliğince “kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı.
KAYNAK AA
Kırmızı bültenle aranan terör örgütü DEAŞ şüphelisi Kırıkkale’de yakalandı