Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hak sahibi vatandaşlarımızın tamamına anahtarlarını teslim edene kadar gece gündüz durmayacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kahramanmaraş'ta hak sahibi yaklaşık 78 bin vatandaşımızın tamamına anahtarlarını teslim edene kadar gece gündüz durmayacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kahramanmaraş'ta hak sahibi yaklaşık 78 bin vatandaşımızın tamamına anahtarlarını teslim edene kadar gece gündüz durmayacağız." dedi.
Kahramanmaraş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yunus Emre Kongre Merkezi'nde Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni'nde konuştu.
Buradaki konuşmasına, Çağlayan Adliyesi'nde meydana gelen terör saldırısı nedeniyle adalet camiasına ve vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Erdoğan, zamanında müdahaleleri ile hain saldırıyı başarıyla bertaraf eden güvenlik güçlerini tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biri kadın, diğeri erkek iki terörist alçak emellerine ulaşamadan görevli polislerimiz tarafından etkisiz hale getirilmiştir. Türkiye hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle ve destekçileriyle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Yaralılarımıza Rabb'imden acil şifalar diliyorum. Yaralılarımızdan da bir tanesinin Hakka yürümüş olmasından dolayı ona da Allah'tan rahmet diliyorum. Kahraman polislerimizin tek tek alınlarından öpüyorum."
Tam bir yıl önce bugün, evleri yıkan, yürekleri dağlayan, yol açtığı acıların ömür boyu taşınacağı büyük bir felaketin yaşandığını, Türkiye'nin 6 Şubat gününe tarihinin en büyük felaketiyle uyandığını anımsatan Erdoğan, "İlki saat 4.17'de Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğünde, ardından aynı gün 13.24'te Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde iki deprem ve şiddeti onlara yakın binlerce artçı sarsıntıyla adeta dünyamız başımıza yıkıldı." diye konuştu.
Bu depremlerin gerek büyüklüğü gerek yüzeye yakınlığı gerekse deprem bölgesinin nüfus yoğunluğu bakımından insanlık tarihinin en sarsıcı felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçtiğini hatırlatan Erdoğan, deprem bölgesinde yıkılan binaların yüzde 90'dan fazlasının 1999 öncesi inşaat standartlarında yapılmış olmalarının felaketin boyutunu daha da arttırdığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü ilk saatlerde ve günlerde insanüstü bir gayretle deprem bölgesine ulaşan gönüllü veya görevli kahramanların hiçbirini unutmayacaklarının altını çizerek, depremzede vatandaşlara teşekkür etti.
Depremzedelerin, depremin yıktığı evlerinin, iş yerlerinin, şehirlerinin üstünde tüm zorluklara rağmen hem yakınlarını, hem kalanları kurtarmanın mücadelesini verdiğini anımsatan Erdoğan, "Kalbini parçalayan acısına, gözünden akan yaşına, soğuğa, çamura ve diğer tüm olumsuzluklara meydan okuyarak, kendisinin, ailesinin, şehrinin geleceğine sahip çıkan vatandaşlarımızın fedakarlıklarını anlatacak söz bulmak mümkün değildir. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Rabb'im, hepsine dayanma ve hayata sarılma gücü versin diyorum." ifadesini kullandı.
Devlet olarak afetin ilk anından itibaren personel, araç-gereç, milli ve uluslararası tüm imkanları seferber ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Depremin merkezi Kahramanmaraş'tan bir tarafta Malatya, diğer tarafta Kayseri sınırından başlayıp Adıyaman, Gaziantep, Osmaniye ve Hatay'a kadar inen bir felaket tablosuyla karşı karşıyaydık. Hatta depremin yıkım etkisi, oradan sınırlarımızı aşarak devam edip gidiyordu. Depremden etkilenen şehirlerimizde 39 bini yıkılmış, 60 bini acil yıkılacak, 200 bini ağır hasarlı bina ortaya çıkmıştı. Bu binalardan 26 bininde çok acil arama kurtarma çalışması yürütülmesi gerekiyordu." ifadelerini kullandı.
Milli bir seferberlikle, ülke içinden ve dışından 35 bini aşkın profesyonel personelin katılımıyla tarihin en büyük arama kurtarma operasyonunu yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deprem bölgesinde 650 bin personel görevlendirerek güvenlikten iaşe ve ibate kadar tüm hizmetlerin sistemli ve sürekli bir şekilde verilebilmesini temin ettik. Bölgeye naklettiğimiz 20 bin araç ve iş makinası, 141 helikopter, 182 uçak ve 23 gemiyle çalışmaların kesintisiz yürütülmesini sağladık. Enkaz altından kurtardığımız her can, milletçe umutlarımızı tazeledi. Sevk ettiğimiz 1 milyon çadırla, kırsaldakilerle birlikte yaklaşık 3 milyon kişinin acil barınma ihtiyacını çözdük. Ardından bölge genelinde kurduğumuz 215 bin konteynerle depremzedelerimize daha iyi şartlarda barınma imkanı sunduk.
Diğer şehirlerdeki yakınlarının yanına gitmek isteyen 3,5 milyon afetzede vatandaşımızın tahliyesini gerçekleştirdik. Kamu kurumlarımıza ait tesislerde 1,2 milyon vatandaşımızı misafir ettik. Yaklaşık 350 bin haneye kira desteği ödemesi yaptık. Mayıs seçimlerinde 1 milyona yakın vatandaşımızın, üniversite sınavında 120 bin öğrencimizin bölgeye gidiş dönüşünü sağladık. Türk Hava Yollarımızın öncülüğünde kurduğumuz hava yolu köprüsü sayesinde, 712 bin kargo seferiyle 33 bin tona yakın yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Tüm iş yerlerimizin yükünü hafifletmek amacıyla kısa çalışma ödeneği kapsamında 111 bin kişi için 989 milyon lira ödeme gerçekleştirdik."
Bugün de Kahramanmaraş'ta 9 bin 289 konutun kurasını çekerek, anahtar teslimini yapacaklarını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlara ilave olarak Kahramanmaraş'ta 20 bin konutumuzun yapımı hızla sürüyor. Şehrimizde konut, iş yeri ve ahır olarak hak sahibi yaklaşık 78 bin vatandaşımızın tamamına da anahtarlarını teslim edene kadar gece gündüz durmayacağız. Yarın Şanlıurfa'da, perşembe günü Adıyaman'da kura çekimi ve anahtar teslim törenleriyle inşası biten konutları vatandaşlarımıza veriyoruz. Amacımız yıl sonuna kadar 200 bin konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir. Ardından bu sayıyı süratle 390 bine tamamlayacağız. Allah'ın izniyle kimseye mahcup olmadan, herkesin gönül hoşluğunu sağlayarak ve hoşnut ederek bu süreci çok geciktirmeden nihayete erdireceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatlarının hiçbir döneminde Türk insanına hizmet ederken ayrımcılık yapmadıklarını, yapmayacaklarını belirterek, "Cumhur İttifakı olarak ülkemizin dört bir yanını taradık, tarıyoruz, tarayacağız ve Allah'ın izniyle bütün inşa ve ihya hareketini sona erdireceğiz." diye konuştu.
Siyasetlerini, "eser ve hizmet siyaseti" olarak niteleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz eser ve hizmet ortaya koymadaki farkımızla belediyelerde 30 yıldır, hükümette 21 yıldır milletimizin gönlündeki yerimizi korumayı başardık. Yoksa kimse verdiğimiz mücadelede bizim yanımızda kara kaşımıza, kara gözümüze, boyumuza, postumuza meftun olduğu için durmuyor. İnsanımızın gerektiğinde canı pahasına verdiği bu desteği, ülkemizin asırlık ihmallerini telafi eden yatırımları yaptığımız, milletimizi asırlık hayallerine kavuşturduğumuz için bu destekleri aldık, alıyoruz. Tıpkı 21 yıl boyunca olduğu gibi geçtiğimiz yılın mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde de sizlere vaadimiz buydu. Şimdi belediye başkanlığı seçimlerinde de şehirlerimize vaadimiz aynıdır."
Erdoğan eser vermeye, hizmet etmeye, ülkeyi ve şehirleri Türkiye Yüzyılı'na hazırlamaya talip olduklarını vurgulayarak, alandakilere, "Sizler de bize destek vermeye hazır mısınız?" diye sordu.
Bunun dışındaki her tartışmayı, her kavgayı, her lafı vakit kaybı, enerji israfı olarak gördüklerini her fırsatta tekrarladıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi birileri çıkmış Hatay'daki aday tanıtım toplantımızda söylediğimiz, hükümetle yerel yönetimlerin işbirliğinin önemine işaret ettiğimiz ifadelerin üzerinde tepiniyor. Halbuki yıllardır şu hakikati sürekli kamuoyunun dikkatine getiriyoruz. Hükümet olarak biz hangi partiden olduğuna bakmaksızın tüm belediyelere bütçeden almaları gereken payı eksiksiz gönderdik, gönderiyoruz. Hatta plana ve projeye dayalı, hakikaten yapacaklarını gördüğümüz yatırımlar için borçlanma izinlerini de veriyoruz. Bunlarla da kalmadık, muhalefetin elindeki şehirlerde normalde belediyelerin yapması gereken yatırımların önemli bir kısmını sırf vatandaşlarımız mağdur olmasın diye bakanlıklarımıza bağlı kurumlarımız eliyle yine biz hayata geçirdik. Aksini iddia eden kendi eksiğini, kendi beceriksizliğini bizim üzerimizden örtmeye çalışıyor demektir. Ellerindeki onca kaynağa rağmen hizmet üretemeyen muhalefet belediyelerinin sorunu ise en hafif tabiriyle basiretsizliktir."
Bu belediyeleri yönetenlerin gözü ve gönlü başka yerde olduğu için şehirlerini ihmal ve hatta istismar ettiklerini belirten Erdoğan, "Buradan bir kez daha altını çizerek tekrar ediyorum, İstanbul'undan İzmir'ine, Ankara'sından Hatay'ına muhalefet belediyelerinin şehirlerine hak ettikleri hizmeti kazandıramadıkları için, bunun tek sebebi nedir biliyor musunuz, beceriksizlik, iş bilmezlik, başka hesaplar peşinde koşmaları." dedi.