DOLAR

38,8321$% 0.05

EURO

43,7407% -0.01

STERLİN

51,9843£% 0.11

GRAM ALTIN

4.010,25%-0,48

ÇEYREK ALTIN

6.662,00%-0,64

BİTCOİN

4111511฿%1.80244

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AZ BULUTLU 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
admin

admin

19 Mayıs 2025 Pazartesi

İngiltere Başbakanı Starmer, “Gazze’de soykırım olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna yanıt vermedi

İngiltere Başbakanı Starmer, “Gazze’de soykırım olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna yanıt vermedi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İsrail’in aralıksız saldırıları altındaki Gazze’de soykırım olup olmadığı sorusuna yanıt vermekten kaçınan İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Gazze’deki durumun ciddi ve kabul edilemez olduğunu belirtti.

Londra

Starmer, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen “İngiltere-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi”nin ardından ortak basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Sky News muhabiri Beth Rigby, Başbakan Starmer’a, Gazze’deki kötüleşen duruma ilişkin şu soruyu sordu:

“Birleşmiş Milletler’in (BM) Yardım Şefi, Gazze Şeridi’nde soykırımı önlemek için BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi gerektiği uyarısında bulundu. Bunun bir soykırım olduğunu düşünüyor musunuz ve vicdanınız rahat bir şekilde bir lider olarak elinizden geleni yaptığınızı söyleyebilir misiniz?”

Başbakan Starmer, soykırım sorusuna doğrudan yanıt vermekten kaçınarak, Gazze’deki durumun kabul edilemez olduğunu söyledi.

Starmer, “Bu gerçekten ciddi, kabul edilemez, tahammül edilemez bir durum ve bu nedenle diğer liderlerle buna nasıl karşılık vereceğimizi koordine etmek için yoğun şekilde çalışıyoruz çünkü bu tahammül edilemez, kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.

KAYNAK AA

 

Devamını Oku

Rusya, Uluslararası Af Örgütü’nü “istenmeyen örgüt” ilan etti

Rusya, Uluslararası Af Örgütü’nü “istenmeyen örgüt” ilan etti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rusya Başsavcılığı, Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International) “istenmeyen örgüt” ilan edilmesine yönelik karar aldı.

Moskova

Başsavcılık, Uluslararası Af Örgütü’nün Rusya’daki faaliyetlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Söz konusu örgütün Rusya’ya karşı projeler yürüttüğü ve Ukrayna’yı desteklediği belirtilen açıklamada, “Londra’da kayıtlı uluslararası sivil örgütü Amnesty International Limited’in Rusya’daki faaliyetlerinin ‘istenmeyen’ olarak tanınması yönünde karar alındı.” ifadelerine yer verildi.

KAYNAK AA

 

Devamını Oku

Meteorolojiden Orta ve Doğu Karadeniz’de fırtına uyarısı

Meteorolojiden Orta ve Doğu Karadeniz’de fırtına uyarısı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Orta Karadeniz ile Doğu Karadeniz’in doğusu için fırtına uyarısında bulundu.

Ankara

Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Orta Karadeniz’de (Kastamonu-Sinop) rüzgarın yarın öğle saatlerinden itibaren batı ve kuzeybatıdan 6 ila 8 kuvvetinde ve Doğu Karadeniz’in doğusunda (Trabzon-Rize) rüzgarın yarın akşam saatlerinden itibaren batı ve kuzeybatıdan 6 ila 8 kuvvetinde fırtına şeklinde esmesi bekleniyor.

Akşam saatlerinde etkisini kaybetmesi beklenen fırtınaya karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekiyor.

KAYNAK AA

 

Devamını Oku

İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması şüphelisi Ahmet Çiçek etkin pişmanlık kapsamında ifade verdi

İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması şüphelisi Ahmet Çiçek etkin pişmanlık kapsamında ifade verdi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan şüpheli Çiçek, etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesinde, 2019’dan itibaren reklam şirketlerinin İBB’yle iş yapması için Murat Ongun ile anlaşması gerektiğini söyledi.

İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan şüpheli Ahmet Çiçek, etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesinde, 2019’dan itibaren reklam şirketlerinin İBB’yle iş yapması için Murat Ongun ile anlaşması gerektiğini, Ongun’un firmalara işi ne kadara yapacaklarını söylediğini, bu şekilde usulsüz ihale süreçlerinin başladığını savundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.

Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Ahmet Çiçek’in 6 Mayıs’ta savcılıkta etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiği öğrenildi.

Çiçek ifadesinin ardından, İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince tahliye edildi.

“Murat Kapki’nin sahibi olduğu Kapki Medya ve BFK isimli firmalara sahte fatura kestim”

Çiçek savcılıktaki ifadesinde, 2019’daki seçimlerin ardından İBB’den reklam alanı kiralamak ve iş almak için İBB Başkan Danışmanı ve MEDYA AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’la anlaşma yapılması gerektiğini belirtti.

Ongun’un onayı olmadan reklam sektöründeki şirketlerin İBB ile iş yapmalarının imkansız olduğunu aktaran Çiçek, “Bu yıllarda Murat Ongun’la birlikte fiyatları belirleme noktasında Eyüp Subaşı (Tutuklu şüpheli) yetkiliydi. Tüm reklam mecralarının fiyat listesini hazırlayarak Murat Ongun’a verdi. Murat Ongun da bu şekilde diğer firmalara ‘Bu işi sen şu kadar fiyata yapacaksın.’ diye duyurdu. Bu şekilde usulsüz iş alımları ve ihale süreçleri başladı.” ifadelerini kullandı.

Şüphelilerden Murat Kapki’yle samimiyetlerinin ticari işleri nedeniyle oluştuğunu anlatan Çiçek şunları kaydetti:

“Bir gün beni Ferko’da 21. katta bulunan ofisine çağırdı. Burada bana ‘Şirketlerden para çıkarmam gerekiyor, bana fatura keser misin?’ diye sordu. Ben de Murat Kapki’nin teklifini kabul ettim ve yüzde 6 komisyonla anlaştık. Ben de bu tarihten sonra Murat Kapki’nin sahibi olduğu Kapki Medya ve BFK isimli firmalara sahte fatura kestim. Bu faturaları da savcılığınıza sunmaktayım. Bahsettiğim ofisteki bu görüşmeden sonra Kapki ile telefonda fatura veya para alışverişine ilişkin herhangi bir görüşmem olmamıştır, bu konuları Kapki ile WhatsApp üzerinden konuşuyorduk. 2023 senesinin sonlarından 2024 senesinin sonlarına kadar bu şekilde Murat Kapki’nin bahsetmiş olduğu şirketlerine fatura kestim.

Yine bu yıllarda bir gün Murat Kapki’nin ofisinde baş başa görüştüğümüz bir esnada kendisine gelen bir telefon üzerine bir anda ‘Bana Berat’ı (Kardeşi) çağırın acil.’ diye seslendi. Bunun üzerine Berat odaya girdi ve ona ‘Neyi bekliyorsunuz?’ dedi ve ofisinden açılan bir yan odadan Berat 2 bavul dolusu para alarak çıktı. Gördüğüm kadarıyla bu yan odanın içerisi bavul doluydu ve ayrıca çok büyük bir kasa vardı. Kardeşine, kendi adına koruma tahsisli olan aracıyla parayı götürmesini ve arka tarafta bulunan VIP asansörü kullanmasını söyledi. Sonra Berat Kapki bavulları alarak ofisten ayrıldı.”

Çiçek, ismini hatırlayamadığı bir arkadaşının kendisini arayarak acil paraya ihtiyacı olduğunu, Acarkent’teki değeri o dönem 80 milyon lira olan villasını yaklaşık 40-50 milyon liraya satmak istediğini ve kendisine müşteri bulup bulamayacağını söylediğini kaydetti.

Kapki’ye villayı satın almak isteyip istemediğini sorduğunu aktaran Çiçek, “Kendisi de bana ‘Bu aralar nakitte kalmam daha iyi’ minvalinde cevap verdi. Normal şartlarda Murat Kapki’nin bu devirde bu teklifin üzerine atlaması ve kabul etmesi gerekiyordu. Tahmin ediyorum ki bu soruşturmadan ve 19 Mart’ta gerçekleşen operasyondan haberi vardı. Zaten kendi ağzından da yine bu soruşturma dosyasından ve yapılacak operasyonlardan haberinin olduğunu bizzat bana söyledi.” beyanında bulundu.

Çiçek, “Murat Kapki ile yine ofisinde bir gün görüştüğümüz esnada bana yapacağı ödeme yerine 7 adet iPhone 16 Pro Max verdi. Ben de telefonların ne alaka olduğunu sorduğumda bana gülerek ‘Bunlar fazla kaldı’ dedi. Ben de bu telefonları kabul ettim, hatta bir tanesini de muhasebecime hediye olarak verdim. Tahmin ediyorum ki bu telefonlar haberlerde de yer alan CHP delegelerine dağıtılan ve fazla kalan telefonlardır.” ifadelerini kullandı.

“Murat Kapki’ye bavulla para taşıdım”

Ahmet Çiçek, İBB’ye yönelik ilk operasyon sonrası şüpheli Serkan Öztürk’ün ofisinin Polat Rezidans’ta olduğunu söylediğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bu bilgiyi haberlerden bilindiği üzere Ekrem İmamoğlu’nun bu otelde gizli toplantılar yaptığını gördüğümden ve bağlantılı olabileceğinden dolayı savcılığınızda belirtmek isterim. Televizyon kanallarında yer alan Ekrem İmamoğlu’nun gizli toplantı yaptığına dair ve otel kameralarının bantlandığına ilişkin haberlerde yer alan kamera görüntülerinde Murat Kapki isimli şahsı net olarak tespit ettim. Hatta sırtındaki çantası emniyette taktığı çantayla aynıdır. Görüntülerde yer alan bavullarda da para olduğundan eminim çünkü ben de Murat Kapki’ye bavul ile para taşıdığımdan bavulun şişkinliği ve şeklinden bunu anlayabilirim. Bildiklerimi açık ve net bir şekilde savcılığınıza beyan ettim. Yukarıda da bahsettiğim üzere etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyorum. Tahliyeme karar verilmesini, aksi takdirde adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliye edilmemi talep ediyorum.”

KAYNAK AA

 

Devamını Oku

Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye sürecinde siyasetin devreye girmesi için silahların bırakıldığının görülmesi gerekiyor

Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye sürecinde siyasetin devreye girmesi için silahların bırakıldığının görülmesi gerekiyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin, “Siyasetin devreye girebilmesi için silahların bırakıldığının çok açık şekilde görülmesi, sahada teyit edilmesi gerekiyor. Ben yaz bitmeden bu sürecin tamamlanacağını ümit ediyorum.” dedi.

Şırnak

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin, “Siyasetin devreye girebilmesi için silahların bırakıldığının çok açık bir şekilde görülmesi, sahada teyit edilmesi gerekiyor. Ben yaz bitmeden bu sürecin tamamlanacağını ümit ediyorum.” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Gabar Dağı’ndaki Şehit Esma Çevik-1 Nolu İlk Keşif Kuyusu’nda düzenlenen törenin ardından Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Milli Mücadele’nin fitilinin ateşlendiği 19 Mayıs 1919’un yıl dönümünü petrol üretimi yapılan Gabar Dağı’nda kutlamalarının önemine değinen Kurtulmuş, bir dönem terörün kol gezdiği, insanların öldüğü, bombaların patladığı günlerin geride kaldığını ve artık “Terörsüz Türkiye” sürecinin başladığını söyledi.

Terörsüz Türkiye sürecinin, provokasyona uğramadan süratle tamamlanmasını ümit ettiğini dile getiren Kurtulmuş, “Buralarda artık ağıtlar yakılmayacak, insanlar ölmeyecek, silahlar, bombalar patlamayacak ve kardeşlik türkülerinin söyleneceği, halayların çekileceği bir barış ortamı hakim olacak.” diye konuştu.

Gabar Dağı’ndaki petrol kuyularında günlük 81 bin varil üretim yapıldığının ve bölgenin çok kaliteli petrol kaynağına sahip olduğunun altını çizen Kurtulmuş, açılacak yeni kuyularla ortaya çıkacak zenginliğin daha güçlü bir Türkiye hedefine ulaşılmasına vesile olacağını vurguladı.

Kurtulmuş, 2019’da Şırnak’ın İdil ilçesinde PKK’lı teröristlerce tuzaklanan el yapımı patlayıcıya müdahale sırasında meydana gelen patlamada şehit düşen Astsubay Esma Çevik ile kahraman Mehmetçikleri rahmet ve şükranla anarak, “Eğer onların bu mücadeleleri olmasaydı herhalde bugün geldiğimiz bu noktaya ulaşmak mümkün olmazdı.” dedi.

Bazı kesimlerde, bölgede petrol çıkarılmasıyla ilgili soru işaretlerinin olduğunun aktarılması üzerine Kurtulmuş, Türkiye’nin bu tür hamlelerinden rahatsızlık ve memnuniyetsizlik duyan bir takım çevrelerin olduğunu ve bu konuda yapılan kara propagandanın da hızlı bir şekilde yayıldığını belirterek, Gabar’da kuyudan çıkartılan bir damacana petrolü Ankara’ya götüreceğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili TBMM’de bir komisyon kurulmasına yönelik önerisine ilişkin Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecinde gelinen noktada silahların bırakılmasının önemine değindi.

Silahların bırakılmasının uzun bir süre almayacağını ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Farklı yerlerde teslimlerin nasıl olacağına ilişkin zannediyorum farklı modaliteler ortaya konulacak. Terör örgütünün silah bıraktığı, kamuoyu tarafından da bütünüyle görüldükten sonra bunun siyaseten müzakeresi süreci başlayacak. İşte tam da TBMM’nin devreye gireceği yer burasıdır. Konunun ne olduğu, nasıl gelişeceği, nereye doğru evrileceği de siyasi olarak tartışılması gereken bir süreç olacak. Tabii ki burada siyasetin merkezi olan TBMM adrestir. Burada bir modalite ile komisyonun nasıl olacağı, konuşarak, partilerle tartışarak bir yol buluruz.”

Terörün, Türkiye’nin birinci sorunu olduğunu, 100 yıllık Cumhuriyet’in 50 yılının terörle geçtiğini vurgulayan Kurtulmuş, bu süreçte 40 bin şehit verildiğini ve Türkiye’nin maddi anlamda 2 trilyon dolara yakın kaybının olduğunu söyledi.

“Kürtlerin onurunu, Türklerin de gururunu koruyacak bir süreci gerçekleştirmemiz lazım”

Terör sorununun, milli birlik ve beraberliği tesis edecek bir anlayış içerisinde çözüleceğini dile getiren Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecinin sadece siyasi ve hukuki bir düzenleme meselesi olmadığının aynı zamanda bir toplumsal mutabakat süreci de olduğunun altını çizdi.

Kurtulmuş, “Kürtlerin onurunu, Türklerin de gururunu koruyacak bir süreci gerçekleştirmemiz lazım. Bu neyi gerektiriyor? Bütün siyasi görüşlerin bu sürece dahil olmasını, yapıcı bir fonksiyon icra etmelerini gerektiriyor. Milletimiz süreci çok yakinen izliyor ve bu sürecin berhava olmasına kim vesile olursa, onu da çok kötü bir şekilde tarihe not eder, Allah muhafaza böyle bir sürecin olmaması için de… İşin hukuki, siyasi kısmının ötesinde bir de toplumsal psikoloji kısmı var. Bu toplumsal psikoloji kısmının da çok iyi yönetilmesi, 40 yıl süren bu çatışma ortamının artık sadece çatışmasızlık değil tam manasıyla bir barış ve kardeşlik ortamına dönüştürülmesi için bütün siyasi görüşlere görev düşüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’de oy kullanan vatandaşların yüzde 93’ünün Meclis’te temsil edildiğini, 16 siyasi partinin parlamentoda yer aldığını ifade ederek, çok sesliliğin ve çoğulculuğun geçerli olduğu parlamentoda, bu meselenin çözümü için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti.

“Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin kurulacak komisyon için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmadığını belirterek, “Şu anda TBMM’de komisyon nasıl kuruluyorsa bunun için özel bir yasa çıkarmaya gerek olmayabilir. Ama bir modalitesini çalışacağız. Burada siyasi partilerin görüşlerini de farklı kanaatleri de alarak bir istikamet çizeceğiz.” dedi.

Süreçte, artık terör örgütünün silahlarını bırakması aşamasına gelindiğini anımsatan Kurtulmuş, “Siyasetin devreye girebilmesi için silahların bırakıldığının çok açık bir şekilde görülmesi, sahada teyit edilmesi gerekiyor. Ben yaz bitmeden bu sürecin tamamlanacağını ümit ediyorum. Suriye’de, Irak’ta, başka yerlerde silahların bırakılmasıyla ilgili farklı süreçler olabilir ama sahada hem Türk Silahlı Kuvvetlerimiz hem Milli İstihbarat Teşkilatımız ‘Tamam, örgüt silahlarını teslim etti’ gözlemini gerçekleştirmesi lazım. Zaten ondan sonra iş dördüncü adıma geliyor. O da siyasetin bu konuda görevini üstlenmesi.” diye konuştu.

Süreçte yapılacak çalışmalara ilişkin görüşlerini paylaşan Kurtulmuş, “Sadece silahların susturulması değil, bundan sonra bir daha bu ülkede hiçbir kimsenin şu ya da bu saikle veya etkiyle eline silahı dahi almayacağını sağlayacak bir demokratikleşme sürecinin ortaya konulması lazım. Bu aynı zamanda bir demokratik restorasyon sürecini de beraberinde getirecek.” dedi.

“Çatışma bölgelerinde Türkiye’nin lehine olan sonuçları alıyoruz”

Kurtulmuş, Türkler ve Kürtlerin tarih boyunca beraber yaşadıklarına, yan yana şehit düşerek kazandığı savaşlar olduğuna dikkati çekerek, ortak geçmişteki kardeşliğin ve barışın, siyaseten de geleceği çok kuvvetlendireceğini vurguladı.

“Bu süreçte provokasyon riski ne kadar yüksek ve alınabilecek tedbir nedir?” sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Burada birkaç tane avantajımız var. Bunlardan birisi geçtiğimiz dönemlerde bu görüşmeler Çözüm Süreci’nde yapıldığında, hatta Oslo’da belli bir mutabakata varıldığında hemen arkasından Paris’te üç tane terörist öldürüldü ve süreç berhava edildi. Ayrıca Habur’dan insanların sessiz sedasız gelmesi planlanmışken o zaman FETÖ’cü başsavcılar vasıtasıyla bir provokasyon yapıldı ve o süreç berhava edildi. Şimdi çok şükür devletin bütün kurumları bu konuyla ilgili hem hazırlıklıdır hem de devletin kurumları enfekte olmuş durumda değildir. Devletin kurumları, siyasi iradenin gösterdiği istikamette işlerini gayet güzel bir şekilde yapıyorlar ve provokasyon olabileceğine karşı da gayet uyanık bir şekilde hareket ediyorlar. Türkiye, ne yapılacağını, hangi adımın atılacağını ve bunun siyaseten neye tekabül ettiğini bilerek adımları atıyor. Bu çok büyük bir avantajdır. İkincisi, Allah’ın lütfu, Türkiye’nin kararlılığı, güçlü, büyük Türkiye idealimizin gerçekleşmeye başlamış olması. Bütün bunların hepsini üst üste koyduğunuz zaman çatışma bölgelerinde Türkiye’nin lehine olan sonuçları alıyoruz.”

Dışardan süreci olumsuz etkilemek isteyenlerin de olabileceğine dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak, süreci kollayarak ilerlemesini sürdüreceğini dile getirdi.

Kurtulmuş, Batılı muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde teröre destek vermenin zararlarını her zaman dile getirdiğini belirterek, “Terörsüz Türkiye” sürecinin olumlu sonuçlarının, Türkiye’nin yeni bir etki alanı oluşturmasına da vesile olacağını anlattı.

Belediyelere kayyum atanmamasına ilişkin DEM Parti’nin bu süreçteki beklentisinin sorulması üzerine Kurtulmuş, “Bunları konuşmak için henüz meselenin çok başındayız. Önce terör vakasının Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkmış olması lazım. Gabar’da, Cizre’de bulunan vatandaşımızın ‘sokakta iki tane terörist benden haraç alır’ duygusunu unutması lazım. Bu anlamda da sivil siyasete çok büyük görev düşüyor. Tabii ki insanlar kendi yerel yöneticilerini de seçerler ama hiçbir yerel yöneticinin de terör örgütü ile ekonomik ve fiziki anlamda işbirliği yapma hakkı olamaz. Dünyanın hiçbir demokrasisinde bu olmaz. Biz yıllardır hep şunu söylüyoruz, bir eli silahta, bir eli sandıkta olmaz.” ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Bu bölgede güçlü bir Türkiye’nin varlığı İsrail’in uykularını kaçıran bir durum. Onun için Türkiye burada güçlü olmak zorundadır.” dedi.

Terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin açıklamasında geçen ifadelerin sorulması üzerine Kurtulmuş, Lozan Antlaşması’nın Türkiye’nin kurucu anlaşması olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin ortaya koyduğu tavrı, tarzı takip etmek gerektiği kanaatindeyim.” dedi.

“Terörsüz Türkiye” sürecinde “al-ver pazarlığı” olmadığını kaydeden Kurtulmuş, şimdiki beklentinin silahların teslim edilmesi olduğunu aktardı.

“Terörsüz Türkiye aslında terörsüz bölge demektir.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” modelinin bölge ülkeleri tarafından takdirle takip edileceğini ve bu sürecin bir rol model olarak kabul edileceğini söyledi.

“Türkiye burada güçlü olmak zorundadır”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, İsrail ve ABD’nin terör örgütü PKK’ya desteğine ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:

“Dünyanın dört bir tarafından, bu terör örgütlerine birtakım ülkeler silah desteği, istihbarat desteği, lojistik destek vermeyi sonlandırsınlar terör örgütleri 2 hafta dayanamaz. Maalesef 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren kötü bir ders oldu bu. Bazı devletler terör örgütlerini dış politika kartları olarak kullanıyorlar. Ülkelerin terör örgütlerini kendi vekilleri olarak kullanma devri geride kalmıştır. Bunun bir sonu yoktur. Bir müddet sonra sahada, o bölgeyle hiç ilgisi olmayan iki ülkenin burun buruna geldiğini, karşı karşıya kaldığını, omuz omuza geldiğini gördük. Dolayısıyla bunun da artık dünya için bir yük olduğunu görüyoruz.”

İsrail’in bölgede güçlü bir Türkiye istemediğini söyleyen Kurtulmuş, “Aslında hiçbir güçlü devleti istemiyor. Canı sıkıldığında 3-5 gün bombalıyor, Golan Tepeleri’ni işgal ediyor, yoluna devam ediyor. Bu bölgede güçlü bir Türkiye’nin varlığı İsrail’in uykularını kaçıran bir durum. Onun için Türkiye burada güçlü olmak zorundadır. Hem 85 milyon yurttaşımız için hem sahip olduğumuz kültürel medeniyet birikimi için hem de bu bölge halklarının hepsinin selameti bakımından Türkiye’nin güçlü olması, yol gösterici olması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bugün bile bunun mümkün olduğunu düşünüyorum”

Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda partilerin genel başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini anımsattı.

Hiçbir partiye, “Bu hazır metindir bunu onaylar mısınız?” diyerek gitmediklerini aktaran Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

“Bizim teklif ettiğimiz şey; Türkiye’de artık 28’inci Dönem TBMM’de çağdaş, demokrat, milli, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayan, çoğulcu, demokrasi standartlarını yükselten daha özgürlükçü bir anayasaya ama sivil bir anayasaya mutlaka ihtiyaç var çünkü bu anayasa her ne kadar bazı maddeleri değiştirilmiş olsa da maddelerin içerisinde 12 Eylül ruhu gizli olan bir metindir. Eğer sivil siyaset bunu değiştirme gücünü kendinde buluyorsa buyurun her parti kendi teklifini getirsin. Bunun için yine mekanizmalarımızı makul bir şekilde kuralım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400 oyu alacak bir anayasa değişikliğini yapabiliriz. Ben bugün bile bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Hatta biraz belki farklı gelecek ama bu parlamento aritmetiğinin yeni bir anayasa yapmaya daha uygun olduğu kanaatindeyim. Bu kadar çok partinin olduğu, fikir alışverişinin olduğu, fikir teatisine müsait bir ortam var, arada buluşacağımız bir nokta olur. Olursa, siyaset bu zaten. Siyaseti bazı arkadaşlar savaş alanı gibi görüyorlar, tam da yanlışlık buradadır. Siyaset savaş alanı değil müzakere alanıdır. Siyasetin yüzde 50’si mücadeledir, yüzde 50’si müzakeredir.”

Anayasa çalışmalarında farklı görüşlerdeki siyasi partilerin ortak görüşte buluşabileceğine işaret eden Kurtulmuş, “Ancak ‘Terörsüz Türkiye’ ile anayasa çalışmaları birbirine karıştırılmamalı.” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “ara seçime gidilmesine” yönelik açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, olmamış bir konu hakkında değerlendirmede bulunmayacağını ifade etti.

Erken seçimin gerçekleşebilmesi için hem sayısal hem de siyasal durumun buna müsait olması gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, “Türkiye’nin şu anda siyasi olarak ana meselesi, ‘güçlü Türkiye’ hedefinde yoluna devam etmesi. Terörsüz Türkiye’nin sağlanmasıdır. Türkiye’nin bir numaralı önceliği budur.” ifadelerini kullandı.

“Liderler diplomasinin” dış politikanın önemli alanlarından birisi olduğunu anlatan Kurtulmuş, “Çok şükür Türkiye’de Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan çok güçlü bir liderlik ortaya koyuyor, özellikle uluslararası ilişkilerde. Bazı meselelerin ikili ya da çok taraflı meselelerin çözümü için zemin hazırlıyor.” dedi.

“Hedeflerini gerçekleştirebilen bir gençlik var”

Gençlerden çok ümitli olduğunu belirten Kurtulmuş, “İmkanlar kendilerine verildiği zaman hedeflerini gerçekleştirebilen bir gençlik var. Türkiye’nin geleceğinde inşallah gençlerimiz büyük hedefleri önlerine koyarak, çalışarak, azimle, birlik içerisinde, beraberlik içerisinde, ‘elin oğlu ne yapabiliyorsa ben daha iyisini yapabilirim’ iradesiyle yoluna devam ederler.” şeklinde konuştu.

Etnik ve mezhep üzerinden siyasi partilerin tanımlanmasının doğru olmadığını kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Türkiye’de bütün partilerin, ‘Türkiye partisi’ olmayı hedef alması gerekiyor. Evet bazı bölgelerden daha çok oy alabilirler, o ayrı bir şey ama sadece belli bir bölgenin insanının ihtiyaç ve taleplerini değil, 85 milyonun ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılayacak siyaset üretmelerini doğru buluyorum.”

Kurtulmuş, Papa 14. Leo’nun İznik’i ziyaret edeceğine yönelik haberlerin sorulması üzerine, “Henüz bildiğim kadarıyla netleşmedi. Gelirse hoş gelsin, sefa gelsin.” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Şırnak’ta valiliği ve belediyeyi ziyaret etti

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Şırnak’ta valiliğe ve belediyeye ziyarette bulundu.

Kurtulmuş, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Şırnak’ta, valiliği ziyaret etti.

Polis tören mangasını selamlayan ve Valilik Şeref Defteri’ni imzalayan Kurtulmuş, Vali Birol Ekici’den kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Kurtulmuş daha sonra Şırnak Belediyesini ziyaret etti.

Belediye Başkanı Mehmet Yarka tarafından belediye binasına gelişinde karşılanan Kurtulmuş, daha sonra Yarka’dan çalışmaları hakkında bilgi aldı.

Ziyaretlerde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ile milletvekilleri yer aldı.

KAYNAK AA

 

Devamını Oku