42,4533$% 0.08
49,2005€% 0.13
56,0882£% 0.3
5.660,67%0,46
9.391,00%0,00
3704673฿%0.48515
02:00
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanık Altaylı ve taraf avukatları katıldı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da sanık avukatı olarak duruşmada yer aldı.
Duruşmaya, ayrıca Fatih Altaylı’nın eşi Hande Altaylı, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, yer bilimci Prof. Dr. Celal Şengör, tarihçi yazar Murat Bardakçı, bazı gazeteciler ve Altaylı’nın yakınları izleyici olarak katıldı.
Cumhuriyet savcısı celse arasında dosyaya sunduğu mütalaayı tekrar ettiğini belirtti.
Mütalaasında savcı, Fatih Altaylı’nın yayınlamış olduğu videoda Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sorulan soruya verdiği cevapta diktatörlük benzetmesi üzerinden pekiştirmeye çalıştığını, böylece sanığın Cumhurbaşkanı’na yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahsettiğinin değerlendirildiğini kaydetti.
Savcı, Altaylı’ya “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan 5 yıldan az olmamak şartıyla hapis verilmesini ve tutukluluk halinin devamı talep etti.
Müşteki avukatı ise sanığın mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını istedi.
Sanık Fatih Altaylı, mütalaayı okuyunca şaşırdığını ifade ederek, mütalaada 6 emsal karara yer verildiğini, bu kararların bazılarının doğrudan kendi dosyasıyla ilgili olmadığını, bazılarının ise benzer olduğunu söyledi.
YouTube’daki konuşmanın Cumhurbaşkanı’nda korku, tedirginlik, hareketlerini engellemeye yönelik bir rahatsızlık yaratmasının mümkün olmadığını belirten Altaylı, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın ne benim yayınımdan sonra ne haziran ayının sonunda ne daha sonraki temmuz, ağustos aylarında programlarında en ufak bir değişiklik yok. Yani aynı şekilde hatta benim yayın yaptığım günün ertesi günü İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde bir uluslararası toplantıya katılıp orada bir konuşma da yapmış. Zaten Cumhurbaşkanı’nın benim tarihi bir şeyden bahsettiğim konuşmadan rahatsız olması, korkması, bunda bir tehdit algılaması gerecek bir şey de yok. Çünkü ben bir örgüt mensubu değilim. Zaten sözlerimde kendisine de falan bir şey yok. Bir yandan da benim böyle bir şeyim de yok yani, böyle bir yetkim, etkim böyle bir çevrem yok. Karşınızda duran bir vatandaşım ben. Hiçbir şiddete başvurmuşluğum yok. O yüzden Cumhurbaşkanı’nın bundan rahatsız olması mümkün değil. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nı tanıdığınız, bildiğiniz zaman İsrail ile kavga etmiş, MOSSAD’dan şundan bundan çekinmemiş. Darbe girişimi olmuş Marmaris’ten kalkmış Yunanistan’a gidip kendini güvenliğe alçağına kalkmış İstanbul’a… yani Cumhurbaşkanı korkan birisi de değil ki, kaldı ki bir tarihi örnekten niye korksun?”
Altaylı, hem kendisine hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a haksızlık yapıldığını düşündüğünü belirterek, şöyle devam etti.
“Zaten aslına bakarsanız iddia makamı da benim Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit etmediğimi mütalaasının sonunda zımnen belirtiyor. Çünkü şöyle demiş baktım ona. Diyor ki ‘Cumhurbaşkanı’na bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle’ yani benim böyle bir şey gerçekleştireceğimi söylemiyor. Benim böyle bir girişimim olduğunu söylemiyor. Benim bahsettiğim Cumhurbaşkanı’na bir saldırı değil. Benim bahsettiğim yıllar önce olmuş olaylar ve ben demokrasinin bir erdem olduğunu, Türk halkının sandığını sevdiğini söyleyerek böyle bir şeyden bahsediyorum ama geçmişteki örneği vermemden bile sayın iddia makamı asla beni suçlamıyor. Gerçekleştirileceğinden bahisle yani birinci tekel şahıs gerçekleştireceğinden bahisle demiyor. O yüzden çok açık ki savcılık makamımız da görüyor ki benim böyle bir niyetim yok. Benim böyle bir kastım yok. Böyle bir şeyi ne öneriyorum ne söylüyorum ne iddia ediyorum.”
Cezaevinde olduğu için fikri olarak haksızlığa uğradığını düşündüğünü söyleyen Altaylı, kendisinin suçlanmaması gerekirken sanık kürsüsünde olmasının gereksiz bulduğunu ifade etti.
Altaylı, herhangi bir tehdit kastının olmadığının açık olduğuna vurgu yaparak beraatını istedi.
Sanık avukatları mütalaaya karşı savunmalarını yaparak Altaylı’nın beraatını talep etti.
Karar öncesi son sözü sorulan Fatih Altaylı, avukatlarının savunmalarına katılarak beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, Altaylı’ya “Cumhurbaşkanına yönelik tehdit” suçundan 1 yıl hapis cezası verdi. Sanığın eyleminin “Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırıda” olduğunu değerlendirerek cezayı 1 yıl 6 ay hapse çıkaran mahkeme, eylemin cezasının da 5 yıldan az olmayacağı gerekçesiyle bunu 5 yıla çıkardı.
Mahkeme, bu cezayı da sanığın geleceği üzerindeki etkisini dikkate alarak 4 yıl 2 aya indirdi.
“Verilen ceza miktarı dikkate alındığında sağının kaçma şüphesinin bulunması nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağını” değerlendiren mahkeme, Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan “müşteki” olarak yer alıyor.
Altaylı’nın YouTube kanalından 20 Haziran’da yaptığı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle soruşturma başlatıldığı hatırlatılan iddianamede, söz konusu ifadelerin yer aldığı video çözümleme tutanağına göre, Altaylı’nın eyleminin Cumhurbaşkanına yönelik tehdit suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
İddianamede, video paylaşımının basın ve yayın yoluyla herkese açık şekilde yayınlandığı, içeriğin paylaşılmasının ardından geniş kitlelere ulaştığı anlatılarak, bu bağlamda soruşturma konusu eylemin “iletme kastı” ile gerçekleştirildiğinin tereddüde mahal bırakmayacak nitelikte açık olduğu kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatının eylemden haberdar olmasının ardından 23 Haziran’da şikayetçi olduğu aktarılıyor.
Altaylı’nın, YouTube kanalındaki videoda, “Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sorulan soruya, milletin daha önce hoşuna gitmeyen padişahları öldürdüğüne ve boğduğuna yönelik sözde tarihsel örnekle cevap verdiği, sonrasındaki sözleriyle de sözde örneğini pekiştirmeye çalıştığı” belirtilen iddianamede, şüphelinin Cumhurbaşkanının hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit suçu işlediği ifade ediliyor.
İddianamede Altaylı’nın “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan 5 yıldan az olmamak şartıyla hapisle cezalandırılması isteniyordu.
KAYNAK AA
Bu yıl 101 bin 212 kişi bedelli askerliğe başvurdu
1
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
49455 kez okundu
5
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu ve şebekesi her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır
8122 kez okundu